gereksiz nezaketlere mahkum olmamaktır. mülkiyet ve aidiyet kavramlarına olan bağımlılıklarından kurtulduktan sonra insanı gayet mutlu bir hayata iter. sen hala yalnız olmadığını mı düşünüyordun?
depresyon belirtisidir.
kalabalık içinde yalnız hissetmekle eşdeğer bi duygudur.
kimseyle konuşmak istemezsiniz, kimseyi yakın görmezsiniz.
boşlukta hissetmektir.
iyi yanları da vardır tabii.
Kimseyi, hiç bi şeyi kaybetmek gibi bi korkunuz olmaz.
en iyisi.
hiçbir haksızlığı, adaletsizliği, çarpıklığı aklamak derdiniz olmaz.
ayrıca neden bir yerlere ait olduğunu düşünsün ki insan?
bir canı var, bir yaşaması için gerekli olanlar.
zalimlerle koyun koyuna gireceğine canı üzerinde bile tasarrufu olmadığını hatırlayarak dik yürür.
kıvırtmadan, kimseye ait olmadan, kimseyi yalamadan.
bir insana yakışır gibi. hayvandan da aşağı insan görünümlülerin arasına karışmadan yürür.
nefesinin kendisini taşıdığı yere kadar.
cehennem başkalarıdır demiş biri
cehennem başkalarının olmamasıdır demiş diğeri
cehennem benim diyip nokta koymuş öteki
bense karacaoğlanın dediği gibi
cehennemde hiç ateş yoktur
her kul ateşini yanında götürür, diyorum
bu nesnelere ya da kişilere veya ülkelere ait hissedip hissetmemekle tarif edilecek bir hal değildir ki , insanın şuurlu bir varlık olmasından dolayı sadece var olma bilinci bile kendisini ayakta tutmaya yetecektir. önemli olan bilinci bildireni bilmektir. düşe kalka öğrenilecek bir bilgi olmasıda hakikati değiştirmeyecektir.
ali'nin dediği gibi
"ilim bir noktadan ibaretti, onu cahiller çoğalttı"
bütün bildiklerimizi "beşer şaşar" ikilemine borçluyuz.
bazen güzeldir alışkanları bırakmak zorunda kalmaz kişi. cünkü zorunluluk diye birşeyde olmaz. bazende zordur. adaptasyon zorluğu ceker insan. ve herşeyden çok çabuk sıkılmak safhası başlayınca kişiyi mutsuzluğa ve doyumsuzluğa sürükleyebilir.
özgür olmaktır, belki mutlu olmaktır ama asla ve asla huzurlu olmak değildir. çünkü bir yere, bir şeye ait olduğunuz zaman kendinizi güvende hissedersiniz, kendinizi güvende hissettikçe huzur duyarsınız.
risk almamaktır, yaşamak adına ortaya bir şey koymamaktır. isyan etmektir, sövüp saymaktır. aslında "birine ait değilsem kimseye ait değilim" demektir.
Tüm denizler balığındır... ama balık denize sahip değildir. Tüm gökyüzü kuşlarındır... ama kuşlar göklerin sahibi değildir. Toprak ağacın, meyve toprağın malı değildir.
Çocuk annenin, kadın erkeğin mülkü değildir. Alınan nefes, içilen su, dökülen gözyaşları... beden, eller, ayaklar, gözler... Zaferler, düşüşler, hüzünler...
Ne tarih, ne gelecek ... Hatta kimlikteki isimler... Vicdan... O bile bizim değildir.
kendini hiçbirşeye bağlı, bağımlı görmeyen insan aşırıya kacarsa hastalık olur. buna nihilizm denilir.
(bkz: nietzsche)
(bkz: dostoyevski)
(bkz: turgenyev)