ütopik bir sevgili düşleyen kişinin başına gelebilecek hadisedir. msn, face gibi sosyal paylaşımlarda mı bu durum kendini gösterir, orasını bilemem. lakin; aşkı aşk, sevgiliyi içe organ yapan hiç bir şey bu ütopik düzenlemede yer almaz. sadece olumlu özellikler katarak beyninizde sevgili yaratamazsınız. acı aşkın tohumuyken karşısındakiyle aynı anda benzer hisleri hissetmek de olmasa gerek bu üç harfli ukala dümbeleği.
bir yaşanmışlık gerek aşık olmaya. bir görmüşlük geçirmişlik gerek o güzeli beyne nakşetmeye. affedersiniz gene daldım. başlık neydi?
gönül gözüne inanmak.
pek mümkünmüş gibi gelmesede gözleri görmeyen ama birbirine aşık insanları görünce gönül gözüne inanıyor insan.
aşkın gözü kör değil midir zaten.
tarif:
hayali bir insan yaratılıp aşık olunur
baktın yok öyle bir şey aşk yok denir vazgeçilir
birkaç gün sonra o seni bulur
bir daha da ne aşk yok denir ne vazgeçiilir
hayatınızda hiç görmediğiniz ancak rüyanıza girip, gerek kişiliğiyle, gerek ses tonuyla ve gerek yaptıklarıyla sizi kendine aşık eden kişidir. bir kaç gün de olsa rüyanıza giren o insana aşık olursunuz.
insan hiç görmediği bir insan aşık olur, olur ama büyük ihtimalle aşık olduğunu sandığı kişiye değil kafasında uydurduğu bir kalıbın içine soktuğu kişiye aşık olur.
belki de aşkların en güzelidir. tartışamazsın onunla, kötü huy sahibi değildir. aslında aşık olunan kişi senin hayal dünyanda yarattığın kişidir, o da sana aşıktır lakin zamanla kuşkular alır başını gider.
karşıdaki kişiyi görünceye kadar devam edencek olan aşktır. genelde lan bak ne güzel anlaşıyoruz düşüncesi üzerine gelen tatlı muhabbetler sonucu hissedilen aşk duyugusu ilk görüşmede aniden biter. çünkü hem aynı kafada olalım, hemde benim istediğim görünüşte olsun...yok öyle bir dünya! ya kız çok güzeldir erkek tip olarak cankana benzer, ya da erkek çok yakışıklıdır ama kızın bıyıkları vardır!
hiç görmeden sadece arkadaşının sana anlattıklarıyla bilmek onu, hayalinde yaratmak bedenini, dış görünüşe aldanmadan sadece ruhunu sevebilmek, gerçek aşk budur görünüşünü hiç önemsemeden sevebilmek. sadece ruhuna aşık olmak. çok saçma olduğu halde onu aramak...adresini sormak, küçücük bi umutla peşine düşmek ama onu asla bulamamak...her seferinde hayal kırıklığına uğramak ve vazgeçmek...bigün onun seni bulacağını hayal ederek vazgeçmek.
bide başka bi türü vardır bunun içinde aşkı büyütürsün beslersin ama kime karşı olduğunu bilmezsin. karşına ne zaman biri çıksa o zannedersin sevgini ona bağışlamak istersin ama o asıl kişi değildir sevgin zedelenir zamanla iyileşir yaraların, beklemeye devam edersin. gerçekten seveceğin insanı bulduğunda da içinde büyüttüğün sevgi onun olur.
tabi herkesin dünya görüşü farklıdır.sonra o sevgiliye nolur bilmem.
(bkz: sözlükte duygusala bağlamak)
dedelerimiz zamanında başka bir versiyonu olan günümüzün teknoloji eseri. insanın olduğu zaman ve mekanda herşey olabilir, şaşırmamak, ayıplamamak, yargılamamak lazım efendim. nasılsa aklın başa geleceği zaman da gelir. yeter ki o zaman geç olmasın.
neden olmasin dogal, herkesin basina gelebilecek bir olay. tabi asktan kasitin ne olduguna da bagli. ilk anlamda bir kisinin karsi cinse olan duygusalligindan bahsediyorsak, bu da normaldir. olabilir ama saglamligi, ictenligi tartisilabilir. sacma denilemez, askin tanimlari arasinda mantikli olanini görmedim henüz, ask basli basina bir sacmaliktir.
ve askin asik olan her insan kadar farkli tanimi vardir.
ben de asik oldum görmedigim kisilere, evet. onbir yasindayken de sultan alparslana asik oldum. asigim, hayranim ben ona. seviyorum, ölürüm falan. hatta oturdum agladim, günlerce kendime gelemedim neden öldün sanki diye. bari mezari yakin olsaydi sevdicegimin, ama ahdim var gidecegim.
peki simdi bu mantikli mi?
bu da benim askim.
kimene.