cumhuriyete yönelik tehditlere karşı koyma yetkisi olan bir kuruma verilen bu yetkilerden dolayı duyulan güveni "oluşmayacak iddialarla" başlatılan güven kaybettirme operasyonuna duyulan öfkenin ironisidir.
evet efendiler ordu müteakkip defalar çeşitli tarzlarda yönetime el koymuştur. doğrudur ama yanlıştır ancak hep bir nedeni vardır. kaldı ki günümüzde böyle bir ihtimalin olmayacağını üstüne bastıra bastıra ilan etselerde yapılan hareketler bu sav'ı haklı çıkarmaktadır. kaldı ki hukuk mevcut iktidar için " AK Parti'nin laikliğin karşıtı eylemlerin odağı olduğunu" karar bağlamıştır.
elbette bir ordunun ülke idaresine karşı silah zoru ile müdahale yapması uygun değildir. peki yaşananlar mı uygundur. buyrun efendiler bu cevabı birlikte bulalım.
ayrıca türkiye cumhuriyetinin kuruluşu da padişah tarafından imzalanan sevr anlaşması ile ülkenin bütün limanlarının, bütün tersanelerinin, bütün demiryollarının, bütün ulaşım ve iletişim kanallarının, bütün madenlerinin, (bu tanımlama bir yerden tanıdık geldi mi size de?) vs. kısaca ülkeyi ingiltereye ve amerikaya satan osmanlı yönetimine karşı yapılan bir darbe ile atatürk tarafından kurulmuştur.
'madem türkiye'de yapılan bütün askeri darbelerin içinde abd var, o halde söz konusu darbe planlarının içinde abd'nin rolü ne, bu resimde cia'nın yeri ne?' sorusunu sordurandır. öyle ya, abd'nin bütün planları; ortadoğu, israil, ırak, iran, ortaasya, rusya, çin vs. bu hayati dönemde türkiye'deki iktidara endeksli. ne yapıyor abd? tıpkı ırak'ı demokratikleştirdiği gibi bizede mi destek oluyor. yoksa sadece oturup izliyor mu hiç birşey yapmadan?
yoksa abd ordusuna ve onların ulusal çıkarlarına hizmet edeceğine yemin eden fethullah'ı, bizi deliğe süpürmeyin, kullanın bizi diye yalvaran akp iktidarını mı kullanıyorlar. ya da nato ya karşı olan subayların tutuklanmasını mı talep ediyor?