kanımca birçok eserinde doğunun ruhani felesefesi ile batının maddi felsefesini çok başaralı harmanlamış. yanlış hatırlamıyorsam siddharta adlı eserinin sonunda 12 yaşındayken yazdığı kısa bir öykü vardı, insanı gerçekten dumur eden bir öykü. yazdıklarından görülüyor ki kendiyle yada evrenle bir olmak ile standart bir insan çıktısı arasında kalmış ve azap çekiyor. bunlar dışında bence tarihteki en değerli yazarlardan birisi. bozkır kurdu dışında ki tüm kitapları rahatça akıcı bir şekilde okunabilir. alın okuyun okutturun.
kendinden yola çıkarak ideallerini arayan insanı anlatmıştır hesse. alman edebiyatının önemli taşlarındandır. onu anlamak için hayatını da bilmek ve okumak gerekir. tüm (aile) baskılara rağmen ilahiyat okumayı bırakarak, kitapçılık mesleğini yaptı ve daha sonra yazarlığa başladı. enteresan bir adamdır hesse hermann.
senin için bir değer taşıyorsam, senin için bir ayna oluşturuyorum da ondan; içimde bir şey var, sana yanıt veriyor, seni anlıyor. aslında bütün insanların birbirleri için bu tür aynalar oluşturması, birbirlerine böyle yanıt vermeleri ve uyum göstermeleri gerekir.
"kimseye yakın durmuyorum, çünkü birini hayatına almak terk edilmeyi bekleyişin başlangıcı oluyor. bir kez kaçar uçurtman, sonra gökyüzüne küser insan..."*
Üniversite hocamız sayesinde tanıştığım, şuan ise "Öldürmeyeceksin" adında seçme denemelerinin toplandığı kitabını alıp okumaya başladığım yazardır.Herkesin hayatında bir kez bir Hermann Hesse kitabı alıp okuması gerektiğini düşünüyorum.Es geçilemeyecek kadar iyidir Hermann Hesse..
Diğer kitapları için ;
(bkz: Bozkırkurdu)
(bkz: Gertrud)
Yatıyorsun kısa bir zaman için
Üşüyerek üzgün, yatağına.
Yine sabah olacak, akşam daha sonra,
Sabahlar, sabahlar gelecek tekrar,
Ama sen hiç gelmeyeceksin.
O sevdi, sonunda kendi kendini buldu. Ne var ki, insanların büyük çoğunluğu kendi kendilerini kaybetmek için sever.
Sevilmek mutluluk değildir.
Her insan kendini sever; ama mutluluk bir başkasını sevmektir.
dünya savaşı nedeniyle 7 yıl verilemeyen nobel armağanını, savaşın bitmesiyle kazanan ilk eser olan ve şuan okumakta olduğum "gençlik bunalımları" yazarıdır.
her insanın doğuştan arkadaşı olan yazar. evet, doğuştan arkadaşınızdır bu adam. sizi doğru yola iletmek gibi bir amacı yoktur. asıl amacı sizin yaşadığınız acıların, çektiğiniz sıkıntıların ne işe yarayacağını, o kötü etkiyi nasıl pozitif etkiye çevireceğinizi gösterir. ne olduğunu bile anlayamadığınız acının iskeletini çıkarır size. hem de bunu kademe kademe, etkileyici bir üslupla yapar. bozkırkurdu iken demian ile karşılaşıp, goldmund olma ihtimalini açar size.
"Toplululuğu, arkadaşlığı ve uyumu değil, bunların tersini arar Camenzind, pek çok kişinin yürüdüğü yolu değil, kendine özgü yolu inatla izlemeye çalışır. Başkalarının peşine takılmak, başkalarına ayak uydurmak değil, kendi ruhunda doğa ve dünyayı yansıtmak, yeni görüntüler halinde bunları yaşatmak ister. Toplulukta bir yaşam için yaratılmış değildir, kendi düş dünyasında yalnızlıklar içinde saltanat süren bir kraldır."
Hermann Hesse, Almanya'da yeni romantizmin öncülerinden biridir. Narziss ve Goldmund adlı eserinde kitabın son sözlerinden biri:
*Peki sen birgün nasıl öleceksin, Narziss, bir annen yok çünkü? Annesiz insan nasıl sevebilir, annesiz insan nasıl ölebilir?
Günümüzde yaşamak ve yaşamaktan zevk almak isteyen birinin senin gibi, benim gibi bir insan olmaması gerekiyor. Zırıltı yerine gerçek müzik, eğlence yerine kıvanç, para yerine ruh, gelişigüzel etkinlikler yerine gerçek iş, oyun yerine gerçek tutku arayan birine bu sevimli dünya yurt olamaz.