Başlayan ilişki ve diyaloglarımdan sonra tam aksi benim için geçerli olan durum. Aynı zamanda en yakın 2 arkadaşımla ilişiğimi kesme nedenimi az biraz irdelersek yine bu durumla karşılaşırız. Hayal kırıklığı yaşatmak konusunda bir dünya markasıyım.
Şimdi öncelikle şunu söyleyeyim: arkadaş sayım 0 (sıfır). Ailemle de atlatmamız gereken ufak bir süreç var. Evet Sert bir mizaç beni belki birkaç zihinde düşürmüştür, belki birkaçı geri çekmiştir kendini fakat genel olarak tanımadığım insanlar bile -okulda/işyerinde- bana çok rahat soru sorar fikrimi alırlar. Grup projelerine çağrılırım. Konuştuğumda dikkat kesilinir ve ilave yorumlar yapılır.
Fakat durum bundan 1 adım öteye geçtiğinde her şey boka sarmaya başlar. Çünkü pozitif devamlı bir şeyler sorulan, bir şeyler danışılan, fikir beyan eden taraf olmaktan sıkılmıştır. Yakın arkadaşları kendisinin nasıl bir halet-i ruhiyede olduğuyla ilgilenmeden yıllarca ağlama duvarı bellemişlerdir onu, her gün bir fotoğrafın 15 farklı çeşidini atıp hangisi güzel diye soran bir kezbana bestie demek zorunda kalmıştır yıllarca. Mecburi, aynı ortamda bulunmaktan ötürü doğan, içi boş, zekasını körelten arkadaşlıklardan zar zor sıyırmıştır paçasını.
Hal böyleyken artık o da şımarıklık yapmak ister. O da ister mücevheratını sömürebileceği bir zat. Hatta "kaç para ulan bir naz?" diye hönkürür durur. Birileriyle diyaloğu ilerledikçe de -bazen kendi hakkındaki söyleyebileceği en büyük yalanları söyleyerek- en kokuşmuş taraflarını göstermek ister: bok gibi bir konsantrasyon, sınır devriyeleri, lüzumsuz ayrıntı ve saplantılarla dolu devasa düşünce hacmi, beraberinde gelen konuşma güçlüğü, beraberinde gelen konuşma isteksizliği, haz yoksa işkence var görüşü, hiçbir yerden gelmeyen korkular, hiçbir yerden gelmeyen ama kök koparan cesaret. Odaksızlığımdan mütevellit karşımdaki hayatımda asla bir yeri olamayacağını veya bu yeri sağlama alamayacağını anladıktan sonra beni terk ediyor. Sadece sömüren ve hiçbir şey vaad etmeyen birini kim ne yapsın? işte bu noktadan sonra pozitif, duran adam pozisyonuna geçmiş ve önyargı sahibi olmuştur. 1 adım öteye geçmek isteyene dur dememiştir fakat bunun için tanımış olduğu süre çok kısadır. Ürpertinin boşluğunda almıştır yerini.
Ve As a consequence:
"Tanrısız bir yalnızlık katıksız deliliktir. En azından çılgınlıklarımız onda sonlanır ve bizler ruhumuzu ve zihniyetimizi sağaltırız. Bir tür paratonerdir tanrı. Kederlerimizin en iyi iletkenidir."