''benimki de sensin ne yapayım?'' diye devam eden,zeki demirkubuz imzalı kader filminde geçen söz. ayrıca 50 karaktere sığmadığı için kısaltma şeklinde yazılmıştır. o sahne ve söz için;
--spoiler--
Geçen gece çocuk hastaydı. ilacı bitmiş, almak için dışarı çıktım. Sağa sola saldırıp nöbetçi eczane arıyoruz. Birden durup dururken içim cız etti. Bi baktım gene aynı karın ağrısı. Öyle özlemişim ki seni. Dönerken bir meyhane gördüm. Bi tek içeri girdiğimi hatırlıyorum, bi de rakıya yumulduğumu. Arkasından en az dört cigaralık. Sonra gözümü bi açtım, karşıdan karlı dağlar geçiyor. Bi daha açtım, başımda bi çocuk; “Kalk abi” diyor “Kars’a geldik”. Otobüsten indim, yürümeye başladım. Dedim: “Allahım nerdeyim ben, burası neresi?”. Sonra güç bela burayı buldum. Kapının önünde durup düşündüm.
Dedim, “Bekir, bu kapı ahiret kapısı, burası sırat köprüsü, bu sefer de geçersen bi daha geri dönemezsin.”. “iyi düşün” dedim. Düşündüm, düşündüm, ama olmadı, dönemedim. Sonra “Bak oğlum” dedim kendi kendime. “Yolu yok, çekeceksin, isyan etmenin faydası yok, kaderin böyle. Yol belli, eğ başını, usul usul yürü şimdi.”
--spoiler--
ben krem peynir ve yeşil zeytine inanıyorum mesela.
ilerde böyle bir tatil günü kendi evimde, tek başıma, öğlen saatlerinde uyanıp muhtemelen paçalarını katlamaya üşendiğim için yerlerde sürünen pijamalarımla ayağımı sürüye sürüye buzdolabının önüne çöküp yeşil zeytini krem peynire bandırarak kahvaltı yapıcam.
bir gün şu sahneyi yaşama ihtimalim yok olduğunda da intihar edicem.