olmuş olanların ve olacakların farkında olup, yine de nerden geldiği belirsiz bir güvenle 'koy götüne' modundaki insan türüdür.bu tür insanlar genelde çevredeki kaygısız, tembel ve üşengeç kişilere bakıp kendilerini avutmaktadırlar.*
O kadar zor ki, farkında olup ta bir şeyler yapamamak. Keşke dersiniz hiçbirşeyin farkında olmasaydım en azından acı çekmezdim. Farkında olup ta bir şeyler yapamamak aslında yapacağınız şeyin ne olduğunu bilmeniz ama sessizce izlemek zorunda kalmanızdır. Aslında düşünürsünüz sürekli ben çok şey yaptım dersiniz sıra karşımdakinde ama karşınızdaki hiç bir şey yapmaz yapmak istemez. Bu sefer siz izlersiniz sessizce sakince oysa içinizde ne fırtınalar kopar da kimsenin haberi olmaz en önemlisi karşınızdakinin haberi olmaz. Kimi zaman bir aşktır bu farkında olup ta bir şey yapamamak,yapsan da bir şeyin değişmeyeceğini bilirsiniz, kimi zaman işyerinde patronun zübbe zengin çocuğunun yanlışlıklarına rağmen susmaktır. Susmak zorunda kalmaktır. Bu sessizlik sizi yer bitirir. Sonunda hiç birşeyi farkında olmamaya başlarsınız...bananeler başlar ama yeterli gelmez.Batsın sizi bu duruma getirenler dersiniz birde kadere lanet edersiniz kendinize lanet edersiniz aslında. Yalanların,aldatmacaların,kıskandırmaların,oyunların, seviyorum diye bakan gözlerin en sonunda yalan söylediğinin farkındasınızdır. Bu yalana ortak olmak riyakarlığına meydan okuyamamak hayır öyle değil böyleydi dediğinizde bunlarında yalanlanacağını ve size hasta muamelesi yapılacağının farkındasınızdır. Bu yüzden bir şey yapamamakla kalırsınız.
bir kurbağayı kaynayan bir suyun içine atarsanız ani bir refleksle atar kendini dışarı ve kurtulur. ama kurbağayı ılık bir suya koyup, suyu yavaş yavaş kaynatırsanız kurbağa mayışır ve kaynadığının farkında olmaz. asıl acı verici olan suyun kaynadığını farkedip uyuşulduğu için hiç bir şey yapamamaktır. ayak uydurmaya çalışırsın olmaz, isyana kalkışırsın olmaz. arada öyle çelişkiler içerisinde yaşar ve ölürsün.
herşeyin farkındayım herşeyin. yönetimin dini kullandığının. halkı dini yönden ele geçirip müslümanız hepimiz propagandası yapan masonların. kürdistan hayali diye bize yedirilmeye çalışılan gerçekleşmekte olan olan kürtçü hayallerinin. sözde demokratikleşmenin. milliyetçiliğin faşistçilik olmadığının fakat gereksiz bir akım olduğunun. insan olmanın yaşamaya çalışmaktan ibaret olduğunun farkındayım. fakat insan olduğumun farkına varamıyorum, yapılan zulumler ve katledilen insanlar. başkalarının fantezileri ile yönetilen ülkelerin içinde bulundukları siyasi belirsizlik ortamının.dünyanın insan egomanyasında katlettiği onca hayvanın, bitkinin, canlının... hepsinin farkındayız, hepimiz yaşamak istiyoruz. en azından bu dünyadan göçerken son kez ardımıza bakıp gülümseyebilmek istiyoruz. her dönem kötülüğün olduğu bu dünya düzenine bir çomak sokup yeter artık sadece yaşayalım ve ölümü tadalım demek istiyorum. haykırmak istiyorum. ölümsüzlük sevdasıyla ülke yönetenlerin ölümü tadarlerken geride bıraktıkları acıların hesabını vermesini istiyorum fakat birşey yapamıyorum.
basiretin bağlanır bazen.
şaşkınlıktan mütevellit kalakalırsın olduğun yerde.
beklersin ki biri gelsin seni itsin.
ya da mecbur hissedersin kendini sessiz kalmaya.
bi konuşsan, hani tek bir laf çıksa şimdi ağzından değişecek sanarsın her şey.
yazıkki korkarsın akıbeti değiştirmekten.
görmezden gelirsin sonra.
duymazdan gelirsin.
ondan bundan fikir alır, kulak asmazsın
ya da
onun bunun dediklerini yapıp dibi boylarsın.
kar küresine benzer o vakitten sonra hayat. biri gelir evirir çevirir, kar o kadar yavaş hareket eder ki suyun içinde, izlemekten sıkılır -hızlansın diye- durmaksızın sen çalkalarsın bu sefer elinde.
soluklanmayı bilmezsin hareket etmeyi beceremediğin gibi.
içerlersin.
bazen yok yere kendini kahreder,
yanıbaşındakilere dünyayı dar edersin.
hep bir bahanen vardır ama.
içinde bulunduğun durum sebeptir tüm bunlara.
her şeyin farkında olduğunu iddia ederken sen,
bonkör davranır harcarsın zamanını.
hiçbir şey yapamadığını iddia ederken sen,
düzelmiştir belki her şey kendiliğinden.
düzeldiğini göremediğin gibi kendi elini kolunu da bağlarsın aklından geçenlerle.
ben diyeyim, aslında sen çok şey yapıp hiçbir şey farkedememişsindir bunca sürede.
işte budur bağladığın düğümlerin çözülmeme nedeni.
canının canını sıkan histir.
izlemekle yetinilir. beklenilir bi müddet, savaşmaya başlanır sonra. bittiği anlaşılır bazı şeylerin veya bitmediği ama bitirilmek zorunda kaldığı, aldığı her solukta canı yanar, kendi başına kalınılır, tek taraflı düşünceleri vardır artık. titreyen ve anlattıkça haykırarak ağlayan gözleri vardır, kısılmış bi ses vardır. ağlamak için bi omuza ihtiyacı vardır.
işte bunların hepsini görüp izlemekte yetinmektir, ihtiyacı olan o omuzu sunamamaktır. iç yer. seni kendinden alır, ona koyar.
ama hiçbir şey yaptırmaz. yaptıramaz.
işte o an birilerine patlama ihtiyacı olur.
nefret mi? sevgi mi? karşı çıkmak mı?
yo, sadece bi şişe şarap.