şimdi dişlerimi sıkıp
dudaklarıma kanamayı öğrettim
ki bu kızıl damlalar
körpe yanağında bir veda busesi olsun
bu da benden sana
heba edilmiş bir aşkın
son nefesi olsun ..
istersen hiç başlamasın;
bu hikaye eksik kalsın..
onca yaraların ardından,
yeni bir aşk yaratamazsın...
yeni bir aşk yaratamazsın... "
o kadar çok kırıldım ki... sana belki, belki kendime.. ve o kadar büyüttüm ki seni içimde; eğer olmazsak biz; birbirimize sarılamazsak, hayatı paylaşamazsak ve üzülürsek, her şey daha kötü olacak... olmayız biz.. olamayız. belki de hiç olmamışız...
örselenmis bir cocukluk..
işte benim bütün hikayem...
kaç sevda geçse de yüreğimden;
bu yıkıntıları onaramazsın...
beslenme çantasindakileri sokak kopeklerine verip aç kalan bir çocuk var yüreğimde.. maskelerim ben değil; ben maskelerim değilim.. anlatsam, anlar mısın; yüzünü güldürebilir misin o çocuğun bilmem.. bilemem... bilemeyiz, belki de hiç...
istersen hiç başlamasın;
gec kalmisiz birbirimize...
yanlış kapılarla geçmiş bunca yıl;
dönemeyiz artık ilk gençliğimize;
istersen hiç başlamasın;
istersen hiç başlamasın...
soz verelim kendimize...
yüzümdeki çizgilerle eş yüreğimdekiler... ellerim gitti; yüzüm gitti.. maskeler ardında yaşarken; bomboşken herşey, bulduğum bir deger... sen... bu sevgiyi tüketmekten korkuyorum, seni kaybetmekten.. şimdi zaten yoksun, ama içimdesin.. ama hayatıma girer ve sonra gidersen... işte o zaman... bu riske girecek kadar cesur değilim ben artık.. dertsiz tasasız koşup, hayatı yakalayabildiğim yerinden yakalayıp kuyruğunda asılı gidemem.. düşerim. ne olur; sen de... bunu yapmayalım kendimize, birbirimize.. olmamışız farzedelim.. olmamişiz
Bir şey söyle
Denizler tutuşturulduğunda
Dağlar yürütüldüğünde
Bir şey söyle
Yıldızlar semadan bir bir
döküldüğünde üstümüze
Bir şey söyle
Ben seni unuturum
Söyle
Yer başka gök başka olduğunda
Sallanıp çalkalandığında uçsuz bucaksız sema
Hani biz ateşin etrafını sarmış
pervaneler gibi olduğumuzda
Bir şey söyle
Unuturum ben seni, söyle
Kalplerde gizlenenler ortaya döküldüğü zaman
Gök yarıldığı zaman
Ne oluyor bu yere dediği zaman insan
Ve kalakaldığında yüzkarasışiirlerim
Ve sensiz bir zaman
ve ayaklarımızın altından toprak kayıp dümdüz eğildiği zaman
Bir şey söyle
Defterler açıldığında gökyüzü sıyrılıp alındığında
Cehennem tutuşturulduğunda cennet
yaklaştırıldığında
Bir şey söyle, unuturum ben seni, söyle
heR yeRi boyami$sin cok guzel ama buRda biRaz kan kalmi$. zinciR kalmi$ kiRbac kalmi$. sana dokundugum gunleRde bana sevgilim deRdin, aRtik onu unuttum diyoRmu$sun cok guzel ama buRda biRaz sonbahaR kalmi$. ihanet kalmi$ bencillik kalmi$. koRkunc yolculuklaR planlaRdik insanlaRdan uzaga. elleRimizi biRakip yuzmuzu biRakip, ayaklaRimizi biRakip gidecektik. cok guzel ama buRda benim biRaz cocuksu safligim kalmi$. aptalligim kalmi$ du$leRim kalmi$.
...
cok guzel! ama buRda biRaz heR $eye Ragmen hala benim sana hasRetim, benim senin gogsunu yumRuklaya yumRuklaya aglayi$im, benim.. benim senin bana hediyen lök gibi yalnizligim kalmi$...
''büyüklerle ben yapamıyorum
çocuklar da almıyor beni oyunlarına
devlet dairesinde
yangından kurtarılmayacak
sıkışmış bir çekmece gibiyim
açılamıyorum sana.''
yaşayamadığım bir şeysin sen, elinden tutup sokağa çıkamadığım
kış günü bir avuç kar süremediğim yüzüne
otlar ve çiy damlalarıyla sevişemediğim
kımıldatmayan bir bakış, bir söz
tam söylenecekken açıp kapıyı
karanlık ağzımı ışıklandıran, yakan fotografları
gümüş laledan masamda birden leylak...
dirhemleyen sevincimi ışıktan tartacında
can alıp veren, su verip gönül yağmalayan
kurnaz bakkal, hırkama göz diken
yaşayamadığım bir şeysin sen, kokular dağıtıp
kendine yeni adlar yakıştıran
beynimde civa damlacığı, şehvetin sinir telleriyle
dokuyan kazaklarımı göz çukurlarımı aşkın
tılsımlı gövdesiyle ovan
yastıkta bir yumak saç
boynu kıvrılıp ölmüş güvercin, dokunamadığım
şeylersin sen, bitiremediğim...