Ne kadar çok yalan var etrafta, ne kadar çok gözyaşı ve ne kadar çok kişi mutsuz.... Arkasına, dayısını alır gibi aşkı alanlar, sahte sevdalardan çiçek buketi dağıtanlar kirletiyor yürekleri, aşka inancı azalıyor kalplerin.
Erkeklerin çoğu ıssız adamlığa soyunmuş vaziyette şimdi, olmasalar da öyleymiş gibi yapıyorlar. Sanıyorlar ki, erdemdir sadakatsizliği üstünde unvan gibi taşımak. Övüne övüne yazılan erkekliğin kitabına ne zaman eklenmiş ihanet? Asıl sorun ihanet de değil aslında, ıssız adam olma hevesi ile çıkılan yolda, erkekler fark etmeden ıssız kadınlar yaratıyor. Bir kadın kalbi kaç kırılmayı kaldırır düşünen yok! Kendi canavarını yaratan bir toplum, şikayet etme hakkına sahip midir? Şu dönemde herkesin ağzında bir laf var: Yeni nesil çok kötü! Bunu nesil ortalığa dökülmeden önce fark etmemiş olmamıza kaç puan verilecek? Yedikleri domateslerin kötülüğünden mi bozuldu bu çocuklar? Gençliğin ebeveynleri olan aşağı yukarı yaşıtlarım Yangının başladığı yer biziz!
Arada kalmış, hem geleneksel, hem modern olmak derdine düşmüş, biz alacakaranlık kuşağının şimdiki yetişkinleri; aşkı kirletmek bizimle başlamadı mı? Çoğumuzun evlilikleri yıkılmış, ilişkileri yürümüyor. Çocuklara miras olarak bıraktığımız tek şey sevgisizlik. Bozulmaya başladığımız yer, aslında bozguna uğradığımız yerdir. Yani, bozduğumuz gibi toparlamak gerekliliği.... içinde aşk olmayan ilişkilere, özgür erkek duruşuyla atlamamak.... Cinselliği yaşama hakkı var diye, bekar, para kazanıyor, ayakları üzerinde duruyor diye, suyunu çıkarmamalı. Elbette gönül bir can yoldaşı, hayatı paylaşacak bir sevgili ister ama işi ucuzlatmamak gerek. Issız adamlar yaratmak için herkesin elbirliği ettiği ve her şartın uygun olduğu bu süreçte, Aşk uğruna savaşacak, aşksız gelen yare döşek göstermemek.... Erkekler artık silkelenmeli, bırakmalılar kalp kırmayı, gecelik zevkleri, tatminsiz duyguları, seks üstüne kurulu skor denemelerini, yok işte sonu! Kaç kadınla birlikte olduğunu övünerek söyleyen hemcinslerini alkışlamak, Onurlu saymayacaklar sadakatsizliği, ailenin, sevginin değerine inanmak... Yaşam denilen bu uzun yol, sadece yatak odasıyla sınırlı olmadığına göre, gelecek nesillere bir toplum emanet edeceklerini bilerek yaşamaları....
Kadın ya da erkek ayırt etmeden aşka inanmak. Aşk için savaşmak. Emek vermek, ilk sorunda çıkıp gitmemek... birlikteliğin yaratacağı mucizeleri tekrar öğrenmek. Kaybedilen her değere çıkmak yani! Aşkı kirlettikçe hep birlikte yıkılacağımızı anlamalıyız. Aşk dediğin her kapıya uğrayan bir dosttur. içine ne kadar kötü tohum atarsak, ne kadar bozarsak, kimliğini değiştirirsek, bizim kapımıza geldiğinde alacağımız hediye de, o derece kötü bir şaka olacaktır. Yeni bir yol gerek artık, yeni bir yoldan yürümeliyiz. Aşk için, aşkın şerefine ya da şerefinize...
aşkı güzellikte arıyordur büyük bir ihtimalle. her gördüğü kıza aşık oluyorsa güzelliğine vuruluyordur. yani aklı ergenlikte kalmış bir gencimizdir büyük ihtimal. ihtimaller denizi*
an itibari ile toliveistodie bu erkeklerden biri olmuştur. sabah ananemin pasosu için kuyrukta beklerken gördüğüm kıza, şimdi marketteki kıza. * işin kötüsü en nefret ettiğim insan tiplerinden biri oldum. ergen miyim lan ben. ****