her devlet dairesinin (adliye, belediye binaları, meclis vs.) girişine ve toplantı odalarına büyük puntolarla yazılması gereken derin anlamları olan üzerine kitaplar yazılabilecek ayet, belki (hiç sanmam ama) ellerinde güç bulunanlar ve çalışanları bu ayette anatılmak istenenden feyz alırlar allahtan korkmaları sağlanır da rüşvetin yolsuzluğun kısacası haram yemenin önüne geçilebilir.
gerçi ülkemizde bu kurumda bulunanlar müslüman ve inançlarının gereği kuranda anlatılan herşeye koşulsuz inanmak zorundalar, gerçi okuduklarını anladıklarını sanmıyorum ama.
insan akliyla verilemeyecek bir vaattir. Boyle bir vaatte bulunmak icin buyuk bir guc olmak lazim. insanlarin olmesi gozlemlenerek ulasilabilecek bir sonuc degil. Yaradanin kesin kat i bir vaadi ve onune gecilemeyen bir olay. Bilimin ateizmin olume teslim olmasinin yegane sebebi budur. Onca yildir olumsuzluge insan akli bir yol bulamamistir. inanan bir insan icinde asla bulunamayacaktir ve insanlar olecektir.
"tadacaktır" kelimesi göründüğünden çok fazla anlam ifade eder.
bir şeyi tatmak hayatta olmakla mümkündür.dolayısıyla ölüm bazı arkadaşlarımızın entrysinde belirttiği gibi bir son değildir.bir geçişi ifade eder.manevi metinler yönünden ifade edersek ruhun beden elbisesinden ayrılmasıdır.
Günlük hayatta inançlı veya inançsız olsun bu kelimeyi kullanmaktan çekinmez.Ne de olsa tartışmasız tek ortak nokta ölümdür.fakat burada değişik bir şey var.yüklem sanki daha farklı bir şeyi anlatıyor.
Ölümü tatmak? Ölümün farkında olabilmek?
Bir şeyi tattığınızı bilebilmek için bilincin devamlılığı şart olmalı ki,şuur bunun bilincinde olsun.esas yakalanması gereken nokta bu olabilir.insan öldüğünün bilincinde olabilir.ölen insan sadece bedenini bırakır.şuur farklı bir boyutta onunladır ve insan artık öldüğünün farkındadır.
Var olan beden,şuurun ve boyutun farkında olabilmek için geçici bir karargahtır.ölümü tadamayacak olan odur.sizi siz yapan huylarınız,yaşamınızı neye adadığınız,ne için uğraştığınız,şuur/nefsi ne kadar tanıyabildiğiniz boyut değiştirene kadar geçerlidir.ölen bedenden çıkan benlik bilinci alt boyutta yaşadıklarıyla beraber çıkar ve artık kurtuluş yoktur.
Gördüklerine ve hissettiklerine yön veremediğin uyku gibidir nefsini tanıyamamak.ya şimdi nerede olduğunu kavrarsın,ya da hiç kavrayamamak için ölümü beklersin.
kendisi hakkında cehalet diğer canlı varlıklarda tabiattır,insanda zaaf
Biz değil miyiz, ölümü aklımıza getirdiğimizde önce bunun kaçışının olmadığının o an için farkına varırız ve çözümsüz bir tedirginliğe kapılırız ve yine biz değil miyiz bunu bile bile hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarız..