çocukken üzülmek nedir bilmezdik ki annemiz döverdi sonra öperdi geçerdi şimdi ki yaralarımız öyle değil işte keşke iki tokat izi kadar hafif olsa içimiz acıyor orası kanıyor ya...
Büyüdük ne oldu? Kalpler kırdık, kötü olduk, hiç iyi olamadık...
Ben kırılmadım hiç süperim mutluyum mükemmelim bak taşı sıkıyorum suyunu çıkarıcam kırılıyor taş toz oluyor tozu burnuma kaçıyor hapşırıyorum heryerim salya sümük ağlıyorum gözlerim şişiyor etrafımı artık göremiyorum...
çocukken bir an önce büyümeyi isteriz, istediğimiz olur bu sefer de yeniden çocuk olmayı dileriz.
bu çocukluğunu yaşayamamış yetişkin olduğunda da bunun tadını çıkaramamış insanların dileğidir. bunları düşünerek vakit harcarsın bu seferde yaşlandığında keşke genç olsam demeye başlarsın. hiç birini zamanı geldiğinde yaşamamışsın ki ancak şikayet etmeyi bilmişsin. yazık etmeyin geçen zamana.
adı üzerinde çocuk. ne yapsa hoş görülür. çocuk işte, çocukca, yazık çocuk ne bilsin, çocukluk etmiş gibi kelimelerle, yapılanlar yumuşatılır. af etmenin yolları aranır. büyüyüp yaş kemale erince hiç kimse seni af etmek için çabalamıyor. özellikle hırs, entrika, yalan dolan, kıskançlık, riya duygularının yoğun olduğu günümüzde düşene bir tekmede bir başkasından geliyor. sarıp sarmalanmak, düşünce kaldırılmak, aç olunca doyurulmak taa çocukluktaki yaşanmışlıklarda kalıyor.
büyüklerin dünyasından bir keşke daha. dünyanın kirine bulaşmadan, savaş, ölüm, aşk, yalan, para, ihanet vs. nin ne demek olduğunu hiç bilmeden hep aynı saflıkla yaşamak isteği. tüm keşkeler gibi faydasız ve anlamsız..