'merhaba gençler ve her zaman genç kalanlar' albümünden, dinlendikçe kendini daha çok sevdiren, sözü ve müziği cem karaca'ya ait olan, istanbul hasretini çok güzel anlatan şarkı. *
Dur. Bırak. Kaynasın kahvenin suyu
Bana istanbul'u anlat nasıldı
Bana boğazı anlat nasıldı
Haziran titreyişleri kaçak yağmurlar ardı
Yıkanmış kurunur muydu yine o yedi tepe
Ana şefkati gibi sıcak güneşte......
insanlar gülüyordu de
Trende vapurda otobüste
Yalanda olsa hoşuma gidiyor söyle
Hep kahır hep kahır hep kahır hep kahır
Bıktım be.
Dur. Bırak kalsın açma televizyonu
Bana istanbul'u anlat nasıldı
Şehirlerin şehrini anlat nasıldı
Beyoğlu sırtlarından yasak gözlerimle bakıp
Köprüler Sarayburnu Minareler ve Halice
Deyiverdim mi bir merhaba gizlice
Dur. Bırak. Kımıldama kal biraz öylece ne olur
Kokun istanbul gibidir
Gözlerin istanbul gecesi
Şimdi gel sarıl sarıl bana kınalım
Gök kubbenin altında orda da beraber
Çok şükür diyerek yeniden başlamanın hayali
Hasretimin çölünde sanki bir pınar gibi
cem karacanın eğer yanılmıyorsam bir şiirden uyarladığı şarkısı. tek kelime ile muhteşemdir. özellikle "insanlar gülüyordu de Trende vapurda otobüste..." kısmı bana bir zamanlar yaptığım uzun otobüs yolculuklarında, işe giden insanların, üniversite öğrencilerinin ve hatta otobüs şöförünün yüzlerinde aradığım ve hiç bulamadığım yaşama sevinci ve bir tebessümü hatırlatır. ama hepsinin yüzlerinden sabahın o saatinde yorgunluğu okuyabilirisniz.
ve... "Beyoğlu sırtlarından yasak gözlerimle bakıp..." diye başlayan kısmı ise cem karacanın uzun yaşam öyküsündeki sürgün yıllarını ve memleket hasretini anlamamıza neden olur.
dur ! bırak !
kaynasın kahvenin suyu...
bana istanbul'u anlat, nasıldı?
bana boğazı anlat, nasıldı?
haziran titreyişlerle,kaçak yağmurlar ardı...
yıkanmış, kurunur muydu o yedi tepe
ana şefkati gibi sıcak güneşte...
insanlar gülüyordu de,
trende,vapurda,otobüste
yalan da olsa hoşuma gidiyor, söylee
hep kahır,hep kahır, hep kahır!
bıktım be!
dur ! bırak !
kalsın, açma televizyonu!
bana istanbul'u anlat, nasıldır?
şehirlerin şehrini anlat, nasıldır?
beyoğlu sırtlarından,yasak gözlerinle bakıp,
köprüler, sarayburnu, minareler ve haliç'e...
diyiverdin mi bir merhaba gizlice?
insanlar gülüyordu de,
trende, vapurda, otobüste,
yalan da olsa hoşuma gidiyor, söyle...
hep kahır, hep kahır, hep kahır!
bıktım be...
dur ! bırak !
kımıldama,kal biraz öylece ne olur...
kokun istanbul gibidir,
gözlerin istanbul gecesi,
şimdi gel sarıl,sarıl bana kınalım.
gök kubbenin altında, orda da beraber.
çok şükür diyerek yeniden başlamanın hayali,
hasretimin çölünde sanki bir pınar gibi...
insanlar gülüyordu de,
trende,vapurda,otobüste,
yalan da olsa hoşuma gidiyor söyle...
hep kahır, hep kahır, hep kahır!
bıktım be...!!!
gecenin üçüne * doğru dinlendiğinde, hayatın boyunca yaşamış olduğun istanbul'un haramiliği, trafiği, metrekaresinde barındırdığı on kişiyle, hava kirliliği, işsizliği, yoksulluğu, plansız şehirleşmesi, kapkacı, tecavüzü, lumpenliği, çaresiz insanların çehreleri, elleri, gözleri ile "bırakıp gideceksin lan istanbul'u başka şehir mi yok" klişesinin haklılığınını ispatlarcasına tecrübe edilmiş bir sürü sorunları sonucunda bile, cem karaca'nın "hep kahır, hep kahır, hep kahır" efsanevi haykırışları ile dinlendiğinde, "bıktım be yalan da olsa hoşuma gidiyor söylee" deyip, "çok şükür diyerek yeniden başlamanın hayaline" sıcacık daldırır adamı...
* istanbul'a okumaya giden sevgili düşünülünce dinlenilesi şarkı. istanbul'u güzel diye seçince ve cefasını 2. ayında çekmeye başlayınca koyar adama. istanbul zor dediler sen güzel anlat ki senin orda ne kadar zorlandığın aklımdan bi an cıksın düşüncesine iter adamı*
Güzel hoş esintili bir bahar günü Gülhane' nin denizi gören sırtına çıkın. Gözlerinizi kapatıp şöyle derince bir nefes çekin. Kulaklığınızda ise bu şarkı çalsın. Sanırım işte o vakit Cem babanın nasıl bir özlem duygusu ile bu şarkıyı yaptığını belki bir miktar anlayabilirsiniz.