henuz gelmemis sevgiliye mektup

entry2 galeri0
    1.
  1. Ey ilahi Eş..!! Bak.. Söylemesi bile ne güzel.. Bugün saçlarımı boyattım seni düşünüp.. Senin seveceğin bir renk seçtim. Sonra aynaya bakıp zayıflamaya karar verdim. Seninle tanıştığımızda gözlerini benden alama diye.. Bazen yürüyüşe çıkıyorum. Bakıyorum etrafıma ruhumla.. Geceyi dinliyorum tek başıma çoğu kez. Senden bir haber getirir mi bana diye.. ilahi eşim benim.. Işıklar buluştursun bizi. Sabah kalktığımda senin ne zaman uyandığını düşünüyorum. Uyanıp ne yaptığını en çok.. Bazen neyin içinde olduğunu, arkadaşlarını, dertlerini çok.. çok.... merak ediyorum. Seviyor musun kendini?? Kendini sevmeden daha, bana nasıl vereceksin ilahi aşkı.. Bir geceyarısı ıssız bir köşeyi tek başıma dönerken mi çıkacaksın karşıma.. Işığınla bana eşlik edip aslında korkuların ne kadar yersiz olduğunu mu anlatacaksın.. Sonra elini uzatıp ismini mi söyleyeceksin?? Evet..!! Ve biz böylece tanışmış olacağız. Diğeri erkenden kapattığı için yukarı marketten sigara aldığımda kızmıştım onlara.. Oysa ben bilmesem de evren herşeyi biliyor işte.. mi diyeceğim?

    Kimsin sen?? Nasıl bir oyuna daldın öyle. Çıkmakta zorlanıyor musun yoksa.. Yoksa seni beklediğimden habersiz, ilahi eşten habersiz yüreğinde derin bir boşlukla yaşamaya devam mı ediyorsun.. Duygularından korkmaya mı başladın birden.. Rüyaların değişmeye mi başladı.. Ve sen kendini unutmak için anlık zevklerle ilahi eşi erteliyor musun?? Kendini inkar ederken.. Kendinle savaşırken.. Herşey için dünyayı suçlarken.. Ölüme daha mı yaklaştın yoksa.. Ölmeden ölmek gerek.. Bu söz seni çıldırtıyor mu?? Açtım kollarımı iki yana.. Bana sarılmanı bekliyorum. Önce ordan çıkman gerek.. Belirsizlik sandığın şey senin inkar ettiğin kaderin olmasın.. O kaderde ben de varım.. Koşmaya çalışman gereksiz.. kanatsız uçman gerek.

    Ey ilahi eş.. Herşeyi yapabilmiş gibi başladım seni beklemeye.. Sanki gelmesi gereken senmişsin gibi. Çıkması gereken senmişsin gibi. Oyuna daldığını düşünürken oynayan ben miyim yoksa?? Sabırla bekleyen sen misin beni.. Henüz buluşmamış olsak da bu dünyada.. Bak..... yokluğun bile nasıl dolduruyor hayatımı.. Mazhar Alanson demiş ya.. Benim hala umudum var.. Işıklar buluştursun bizi...

    Hala nerde yitirdik diye düşünüyorum.. O kadar tükenmişiz ki.. Nerde, neyi, ne zaman tükettik. Çıkıyorum gece dışarı.. Herkesin bir hikayesi var aşkım.. Ve herkesin hikayesi kendine göre çok derin.. Nasıl da farklı hayatlar bu kadar değil mi?? Oysa aynı havayı soluyan, aynı çekirdek ailede büyümüş, aynı okullarda okumuşuz.. Pek çoğumuzun hayali aynı.. Aynı hayallerden ne olduysa sıkılmışız.. işte en çok bunu tükettik biz.. Şimdi gene hayalimde ismini bile bilmediğim seninle konuşuyorum.. Ve benim hayalim hala canlı.. Umudum var benim.

    Ey ilahi eş!! ilahi olmak için hiçbir şey yapmamıza gerek yok biliyor musun? Biz her halimizle ilahiyiz.. Her an, her dakika ilahiyiz biz. Yıkıldığımızı zannetsek de, hayallerin bizi teğet geçtiğine inansak da, yüzümüzde o meşhur yitiklik çizgileri olsa da.. Aslında kaybeden yok.. Biz hep kazananlarız.. diye biri yeryüzünde hiç yaşamadı.. Ne zaman hayatın kazanmamız gereken bir yarış olmadığını anlayacağız, işte o zaman gerçek biz olacağız.. Ve mutluluğu o zaman indireceğiz yeryüzüne.. Ordan oraya koşturan, bir şey aradığını hissseden insanlarız.. Bazen hisler yanıltır bizi. Hepimizin rengi farklı.. ilahi alemle bir.. Ama yalnızız.. Gerçeği anlamak zor olsa da. Gerçek bizi mutlu yaptığı için hala içindeyiz yalnızlık yalanının.. Korkuyoruz biliyor musun? Bunu anladım ben.. gerçekten korkuyoruz.. Biz burda bir şeyleri bulmak için mi yaşıyoruz zannettin sen?? O yüzden mi erteliyorsun kaderini.. Bunu da bulunca kendime zaman ayırabileceğim mi diyorsun? Bir gün arkana baktığında ne bulmayı hayal ediyorsun ki?? Bizden geriye bir hiç kalacak. Biz hatırlamak için burdayız.. Aramak için değil.. Keşfetmek için değil.. Koşmak, yüzmek için değil.. Biz bunlarla elele hayatı, hayat yapmaya çalışırken sence de bir şeyler eksik değil mi? Ya da yanlış.. Eğer bu böyleyse, bu içimizde ağlayan çocuk neden susmuyor? ..........

    Geceyle uyandım gene.. Çok güzel kokar biliyor musun gecenin bu vakti dışarısı.. Güneş,ışık yokken karanlık çok güzel geliyor bana.. Işık, yeryüzündeyken perdeden süzülüp omzumu öptüğünde, gece kalkıp sana mektup yazdığımda.. Ben beni anlayabiliyorum.. Seninle konuşurken kendimi dinliyorum oysa.. Aşk şarkıları da aşk da.. hepsi bahane.. Ne mertlik var ne namertlik.. Uçuşan ışıklarız yalnızca.. Bırak bu nağmeleri derim.. Sınırlar nedir? Ve neden vardır sorarım kendime.. Kim demiş uçamazsın diye.. Sonsuzluk içinde bir son bulmuşuz varolabilmek için.. Ve o son bile o kadar sonsuzken.. Biz aynı ışığın yansımalarıyken.. Hep neden derim kendime.. Her şeyin sonunda birşey başlarken .. Namertliğin sonunda mertlik, karanlığın sonunda ışık, ölümün sonunda yaşam başlarken.. Ben bunlara neden sınır diyeyim ki.. Herşey bir şeyi varedebilmek için var.. Bu kutsallığı anlayabildiğimizde o zaman indireceğiz yaşamı yeryüzüne..
    Hayatı anlamaya çalışıyorum daha çok. Şu sıralar beklemeye almışım kendimi.. Hayaller kurmaya ayırmışım zamanımı.. Kendimden çok insanları değerlendiriyorum.. Gözlerinden yaşlar akan kıza, ona bağıran kişiye baktım uzun uzun.. Nasıl bir oyun bu dedim kendime.. Dans nasıl da başlıyor .. Enerjiler nasıl akıyor bir bilsen.. işte o zaman görüyorum ilahi ışığı.. Ve diyorum ki ben yalnız değilim .. Hiç ayrı olmadım ki.. Yüreklerde bir kıvılcım yakmak. Ne zaman zora düşsem, ne zaman yardım istesem isyanla.. Nerdesiniz diye ne zaman haykırsam....... Hemen bir kıvılcım yakarım gözlerde.. O zaman bilirim ki onda yaktığım bu kıvılcım bende ateşe dönecek.. Bilirim ki o da isyandadır. Bilirim ki onunda hayalleri çapalanmıştır. Aynı umutsuzluğu, hiçliği, tekbaşınalığı ruhunun iliklerine kadar hissetmiştir.. Ve umutsuzca yardım istemiştir.. Hiç gelmeyeceğine inanarak.. Yağmurda ıslanmış , güneşi arayandır o.. Sıcak bir çorbanın hayalini kurandır. Eve gittiğinde kapıdan içeri girer girmez sıcacık bir çay kokusunu özleyendir o.. O çayı karşılıklı içebileceği birini arayandır.. Bir ağaca sarılmanın, yediği yemekle konuşmanın, yolda başını yıldızlara kaldırıp o benim demenin özlemini duyandır o.. O benim işte.. Kimin hayalleri birbirinden farklı ki?

    ilahi eşim benim.. Sen gelmesen de olur biliyor musun?? Bu sen önemsizsin demek değil ama. Kim önemli ki yeryüzünde? Senin varlığının olması kadar yokluğun da anlatıyor bana aşkı..

    Yaşam sence nedir aşkım?? Kimim diye aynalarda kaybolduğunda, koşar adım uzaklaştın mı kendinden hiç? Bakıp da gördüğünden korktu mu yüreğini.. Hayır bu ben olamam diye kaç kere söyledin kendine.. Söyledin de ne yaptın en önemlisi.. Yaralanmaktan korkma bu kadar.. Ya da yanlışa düşmekten.. Ne kadar yara aldığından çok, ya da ne kadar yanlışa düştüğünden çok, bu elindeki kırık boncuklarla ne yaptığındır seni anlatan.. Bırak bol bol yaralansın yüreğin.. Boşver be.. Her gittiğin yerde bul seni yok edeni.. Güvendirip kendine, sonra gülüp gideni.. Sen nasılsa bir deniz kokusu özleyip, bir dağ yamacında olmayı isteyip kendini tekrar doğurmayacak mısın bu yitikliklerden.. Ve her yara, seni yaşama daha çok yaklaştırmayacak mı sanıyorsun.. Yaşa aşkım.. At kendini uçurumdan aşağı.. Kanatlanıp uçmayı, yere çakılıp dirilmeyi başka nasıl öğreneceğiz ki..

    Akşamüstü dışarı çıktım bugün.. Biraz yürüdüm elim cebimde başım gökyüzünde.. Bilir mi Edip Cansever’i diye düşündüm.. Hani der ya uzaktan uzaktan domates peynir keserdi sanki diye.. işte o kadın ben olmayım istedim. Senin bir dirseğin gökyüzüne dayalı bense çocuklarımızın ellerini dantel gibi işlerken hayal ettim bizi.. Gökyüzü masmaviydi.. En çok maviyi severim ben.. Çünkü bu hayatta seyretmekten hoşlandığım en büyük şey okyanustur benim.. Ve okyanuslardaki yunuslardır beni gülümseten.. Düşünsene ne olursa ya da kim olursak olalım hep gülüyorlar bize.. Komiklikler yapıp ordan oraya atlıyorlar o ampul kafalarıyla.. O ampullerin her gülümsemede nasıl da yandığını gördüm ben.. Ve daha çok inandım gülmenin, ufak tebessümün bizi nasıl da aydınlattığına.. Aydınlık ilahi eşim benim.. Aydınlık, bir gün yani bir zamanda dünyadaki her insanın daima gülümsemesi demektir bence.. işte o gün ışığı gerçekten indireceğiz yeryüzüne.. Aşk yaşanmaz olacak, sevgi hissedilmez olacak.. çünkü biz aşk olacağız.. Sevgi olacağız hep beraber.. Birbirimizin ellerini çıkarsız, şüphesiz tutabileceğiz o gün.. Kristaller gibi parlayacağız tek tek. Birimiz söndüğünde bir gün, onun artık sonsuz olduğunu bileceğiz..

    Gözlerini hep kapamak istiyormuşsun gibi geliyor bana.. Neden? Kim kime ait ki bu yeryüzünde.. Ya da kim kime ait değil.. Hepimiz için, bu tiksindiğin düzen.. Ve yalnız nefretle besleniyor bil.. Aç gözlerini derim ve sevgiyle bak.. Bul ondaki tanrısallığı.. Bu oyun yalnız senin için..

    Şüpheyi hiç sevmem bak en baştan söyleyeyim.. Şüphe dünyada yarattığımız cehennemdir . Düşünsene en büyük yıkımlar hep şüpheden başlamış yeryüzünde.. inanmak için bir işaret bekleyen daima inançsızdır bence.. Ve inanmamanın yükü omuzlarındayken , sesin hep kısık çıkar bunu bil.. Ve o sesin kaybolur gider cehennemin ateşinde.. Herşey içimizdeyken inançsızlığımız için kimi suçlayabiliriz . Hani Can Yücel demiş ya herşey sende gizli diye. Herşey bizde gizliyken, kim kimden ne saklayabilir ki? Seni bekleyen ilahi eşin ...
    3 ...
  2. 2.
  3. muhtemelen doğuda büyümüş, ailesi ve köyün ağası murtaza efendiden başka kimseyi görmemiş, görücü usulüyle evlendirilmiş ayferin Almanya'ya çalışmaya gitmiş kocasına yazacağı mektup; Yigidim,aslanım,evimin erkeği sen gittikten sonra buralar çok degişti,ara sıra baba ocağına gidip geliyorum, sen gittikten sonra acılan serpilen güllerim soldu,hani gerdek gecemizde demiştin ya bundan sadece bende var diye,geçen gün köyün ağası murtaza efendi geldi,hani sadece sende vardı ondan,bari ona ödünç verdiğini söyleseydin, allaha şükür yokluğunu aratmıyor murtaza efendi. Ama yinede seninki gibi olmuyor yiğidim aslanım. Bu arada iyisin işallah. Yollarını gözlüyorum evimin koruyucusu, hadi yurdumu alçaklara ugratma sakın, işini iyi eylede tez gel.Stop!
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük