türkiye'deki sistemin yaratmak istediği doğru insan modelidir. her sistem kendi doğru insanını yaratmak ister. kemalist cumhuriyet de böyle bir insanı hedeflemiş ancak gördüğümüz kadarıyla tam anlamıyla başarılı olamamıştır.
bir dönemde necmettin erbakan'ın, "ya refah partilisin ya da müslüman değilsin" şeklindeki seçim kurnazlığını adres gösteren bir başka kurnazlık.
kendisine kemalist yada ulusalcı diyen kesimlerin bireysel inançları kendileri bağlar ama türkiye cumhuriyeti'nin kuruluş ilkeleri müslümanlıkla çelişmez.
kuruluş ilkelerinden biri olan laiklik, cumhuriyetin şeriat kuralları ile yönetilemeyeceğini anlatır ama bireysel inançları yok saymaz. bizdeki laiklik uygulamasının, laikliğin tanımı ile uyumlu olup olmaması ayrı bir konudur.
çok az insanın olabileceği, ülke şartlarında yürek isteyen durumdur.
bir kere bu insanlar kemalizmi önce din olarak görmedikleri için islamiyetle bir alıp veremedikleri olmayacaktır.
laiklik konusunda da bu insanlar maddi hayatla manevi hayatı birbirinden ayırabilecekleri için hiç bir sorun yaşamayacaklardır.
"Kemalizm; temel ilkelerini Atatürk;ün belirlediği, Türk ulusunun, akıl ve bilimin yol göstericiliğinde ileri bir toplum olarak çağdaş uygarlık düzeyine erişmesini, tüm insanlığın içinde bağımsız, eşit ve şerefli bir biçimde yer almasını amaçlayan bir düşünce sistemidir" diyor wikipedi...gerçek islamiyette de amaç daima ileri gitmek ve akıl ve bilimin önderliğinde kişinin kendi beynini kullanarak allah'ın varlığını ve birliğini kabul etmek insan makamına erişmiş olmanın şükrüyle daima bilimde ya da diğer ilmi mevzularda ileriye gitmeye çalışmaktır...ve gerçek islamiyette zorlama yoktur.sözün özü amaçlar bu kadar birbirine benzemekteyken neden bir insan hem müslüman hem de kemalist olamasın ki? milletini vatanını her insan sever ;her insan ileriye götürmek ister.neden? çünkü yüce Atatürk ve yüzbinlerce yüce insan bize bu ülkeyi daima ileri götürmemiz için bıraktı.bu yüzden inananı veyahut inanmayanı hepimizin yegane görevi bu emanete ihanet etmemek...
80 yıl önce ülkeyi kuran ve o günden bügune kadar devletin resmi ideolojisi olan kemalizme gönül vermiş bir insanın aynı zaman da 1400 sene önce hira mağarasında ilk vahiyin inmesiyle dünyaya gelmiş olan islamiyet dini mensubu olmaktır.
burada yanlış olan nokta, bir insanın 2 dine birden nasıl gönül verebileceği? yani sorumlu olduğun 2 çeşit ibadet var. oruç tutacaksın, namaz kılacaksın, hz muhammed e iman edeceksin. diğer yandan da atatürk e sevgini kanıtlayacak, kemalist olmayanı, liboş, fetoşçu ya da terörist olarak yaftalayıp türkiye laiktir laik kalacak diye slogan atacaksın. olacak iş değil! hem kabe e gideceksin, hem de anıtkabir i ziyarat edeceksin. iki türlü hac ibadeti zordur sanırım!
tabi islam kurallarıyla tamamen çelişen laiklik ilkesini de daha açıklığa kavuşturmuş değilim. varsın olsun gerisini siz düşünün ne kadar vahim bir durumda kemalist müslümanlar! içlerinde fırtına koptuklarına eminim!
