şaşalı, çekici bir karışıma sahip olmak. ama bir o kadar tehlikeli biri olmak.
nasıl mı? şöyle: çocukken amerikan filmlerini izlersiniz. oradaki elit, entellektüel ve yakışıklı karakterlere hayran olursunuz. zaten uslu bir çocuksunuzdur, akıllısınızdır. duygusalsınızdır da.
sonra biraz büyürsünüz. yaşınıza göre bilgili, zekisinizdir. Ama fazla yakışıklı olmadığınızdan ve kapalı büyütüldüğünüz için özgüvensiz olduğunuzdan karşı cinse duygularınızı açıklayamazsınız. o entellektüel elit ve yakışıklı adamlara benzemeyi ne çok isteyeceğinizi düşünüp özgüveninizi daha bir düşürürsünüz. böylelikle kendi kendini ezen ezik bir insan olursunuz.
sonra yaşadığınız küçücük ilçeden sosyal açıdan daha fazla imkana sahip olan bir liseye gidersiniz. bir süre sonra karşı cinsten birine bazı hisler beslemeye başlarsınız, ama bunları yine dillendiremezsiniz. sonra farkedersiniz ki, sizin duygusal bir ilişki ihtiyacınız o filmlerdeki elit entellektüel ve yakışıklı adamlardan olma isteğinizle iç içedir. aşık olduğunuz kişiye yaklaşabilmek için onlardan olmak gerekmediğin farkedemediğinizden kendi kendinizi silersiniz.
sonra öyle bir hale gelirsiniz ki, size biraz gülümseyen hoş bir kız bile bütün duygusal dünyanızı altüst edebilir. ciddi anlamda intiharı düşünürsünüz, sürekli üzerinizde depresif bir hal olur. bunu da depresif ama karizmatik insan olabilmek için kullanırsınız, ama beceremezsiniz.
üstüne bir de önemli şeyler yapmazsanız, tamamen bir hiçsinizdir.**