" o, allah'ın birinci ve en büyük kuludur. o'nun izinde bugün milyonlarca insan yürüyor. benim, senin adın silinir; fakat sonuca kadar o, ölümsüzdür. "
" o'nun hak peygamber olduğundan şüphe edenler, şu haritaya baksınlar ve bedir destanını okusunlar.
hz. muhammed (sav)'in bir avuç imanlı müslümanla mahşer gibi kalabalık ve alabildiğine zengin kureyş ordusuna karşı bedir'de kazandığı zafer, fani insanların karı değildir; o'nun peygamber olduğunun en kuvvetli işareti işte bu savaştır. "
her gece rüyamda görmek için dua ettiğim canımı uğrunda gözümü bile kırpmadan verebileceğim, en sevgili, yetimlerin babası, Allah(c.c)'ın yarattığı en mükelmel insan. peygamberim. şehadet ederim ki sen Allah'ın kulu ve elçisisin.
eksi sozlukte error 6 adlı yazarın hakkında guzel bir yorum yaptığı kisi;
--spoiler--
insanligin kotuye gittigini gorup birseyler yapmak icin cirpinmis zeki insan. kralım değil, padi$ahım değil. bu yüzden hz dememek lazım aslında. birşeyler yapmak için çırpınmış dedik, peki neymiş bu $eyler?
insanlarin hantal oldugunu gorup namaz kilin demis. pis olduklarini gorup abdest aldirmis. asosyal olduklarini, anlasamadiklarini gorup camide toplanin demis. butun bunlari bagladigi yaptirimi da insanlarin herzaman korktugu bilinmeyen (yasam sonrasi ve evreni yaratan tanri) olarak secmis. bunların hepsi mantikli kararlar. icki icmeyin cis olursunuz diyecek hali yok. korkulari kullanarak "icki icmeyin cehenneme gidersiniz" demis. umutlara i$aret ederek "iyilik yaparsaniz cennete gidersiniz" demis. ayrica okuma yazma bilmedigine dair hicbir kanitin mevcut bulunmadigini da hatirlatmak gerekir. diger bir varsayima gore ise gercekten okuma yazma bilmemektedir ve butun bunlari bir ba$kasina yazdirmi$tir.
islam devletinde savas ganimetlerinin 1/5 i ona ve ailesine gidiyordu. 40 dan fazla karisi vardi ve kesin olmamakla beraber birtanesiyle cok kucukken gerdege girdigi iddia ediliyor. evet ba$ardi mi, ba$ardi. bundan otesi bo$ laf. fakat cok rahat soyleyebilecegim bir $ey daha var ki; hic var olmami$ olsaydi, dunya $u an cok ama cok daha guzel bir yer olurdu.
--spoiler--
insanlarin gercekte degil de, sozluk sayfalarinda; yani endisesiz ust bilinc seviyesinde; yanlis bastigi harfleri duzeltebildigi bir ortamda oraya buraya cekilen kavramdir.
kimimize gore son peygamberdir. kimimize gore ortamlari kendine gore toparlamis pek akilli bir kisi. kimimizi hicbir sekilde ilgilendirmez; kimimiz ise dil seviyesinde kabul ederiz. dogal olarak insanlarin bir kesiminin haberi yoktur; varsa da iste bizim genel buddha bilgimiz gibidir.
evren ve doga oyle detayli bir duzene sahiptir ki; ilahi bir guc tarafindan sekillendirilmis olma ihtimali gozardi edilemez. bununla beraber bilmin inanci olmaz. bilim pozitif bir kavram oldugundan, hedefi bulmak ve kanitlamaktir. daha bulamadigi pek cok sey oldugundan bilmi kullanarak inanci yalanlamak da her zaman dogru olmaz; zaten septik olmaz.
hz. muhammed'in ya da islam peygamberi muhammed'in pozisyonu da tumdengelimlerle ya da kesin olmayan ampirik tespitlerle ispatlanamaz.
dileyen sehadet eder; dileyen etmez. gozlerimiz kapandiginda goruruz ne oldugunu, ya da o an her sey biter, varlik noktalanmis olur.
küçük insanların küçücük akıllarıyla karalamak istedikleri fakat kendilerini dahada alçaltmaktan başka bir şeye yaramayan bu girişimle sadece dumura uğradıkları dinsizliğin bile suyunu çıkaran angutların zamanı geldiğinde yalvaracakları şefaati için göz yaşı dökecekleri alemlere rahmet olan allah resulü.
bundan aylar önce yaptığım bir yorumda, islam inancına göre peygamber muhammed'in bazı doğaüstü güçlere sahip olduğunu, misal ayı ikiye böldüğünün düşünüldüğünü söylemiştim. buna karşılık böyle özel güçlere sahip bir insanın, sayısı bir düzineye yakın genç ve güzel kadınla yaptığı evliliklerin nedeninin siyasi istişareler olmasının bir çelişki olup olmadığını vurgulamıştım. öyle ya ayı ikiye bölebilen(!) bir insan düşmanlarını da çok kolay bir şekilde ikna edecek yöntemler bulabilirdi.
363 tane entrynin içerisinde birkaç tane eleştiri olmasını kabullenemeyen bir zat, savunma mekanizmasını çalıştırıp kendince savunmalar getirmiş ve islam peygamberi muhammed'in evliliklerini mantık çerçevesinde açıklamak için çeşitli yorumlar yapmıştır. bu noktada en önemli dayanağı dönemin sosyal ve kültürel şartlarıdır. buna göre islam öncesi dönemde, arap toplumu kadını aşağılık gören, kız çocuklarını diri diri gömen, mal gibi alıp satan ve çeşitli aşağılamalara maruz tutan bir toplumdur. fakat islamiyet her alanda olduğu gibi, kadın hakları konusunda da devrim yapmış ve kadını erkeğe eş gören bir sistematik yaratmıştır.
bu savunmaya çeşitli itirazlar getirilebilir. örneğin islamiyet öncesi dönemde kadın haklarının bize empoze edildiği kadar kötü olmadığı, arap toplumunun kendisi için kutsal olan büyük putlara bazı dişi isimleri verdiği ve onları tanrı'nın kızları olarak nitelendirdikleri kur an daki nisa suresi'nin 117. ayetinde görülebilir;
''117- Onlar Allah'ı bırakıp dişi putlara (tanrıçalara) yalvarıyorlar. Aslında onların yalvardıkları şirret şeytandan başkası değildir.''
tapındıkları, kutsal saydıkları varlıkları dişi olarak nitelendiren bir toplumun kız çocuklarına ve kadınlara karşı düşmanca tavır takınması büyük bir çelişki olmakla birlikte, kendini kadın hakları şampiyonu ilan edenlerinde tapındıkları varlıklara dişi yaftasını yapıştıran topluma lanet etmeleri son derece büyük bir ironidir.
hülasa, dönemin iktisadi koşulları açısından da, kadının yerinin bahsedildiği kadar kötü olmadığının bir örneği muhammed'in ilk eşi hatice'nin durumudur. o hatice ki, muhammed e herkesten önce inanmış ve maddi manevi her türlü desteği ondan esirgememiştir. bilindiği gibi hatice ticaretle uğraşan, kervanları olan ve yanında insan çalıştıran modern anlamda bir iş kadını idi. öyle ki yanında çalışan bir erkeğe* evlenme teklif edebilecek kadar da açık görüşlü bir kadındı. kadının yok sayıldığı düşünülen bir dönemde hatice gibi modern yaşamın her türlü örneğini sergileyen bir kadının varlığı çok düşündürücüdür.
ayrıca çok eşliliğin normal sayıldığı bir dönemde muhammed'in bütün evliliklerini hatice den sonra gerçekleştirmesi de bir tuhaflıktır. madem ki bu yemek yemek veya su içmek kadar olağan bir olay; o halde hatice ile evliykende başka kadınlarla evlenebilirdi. oysa bunu yapmamıştır. sebebi hatice'nin oldukça güçlü ve onurlu bir kadın olması ve kümes yaşamını andıran çok karılı evlilik müessesine izin vermeyecek olmasıydı.
aslında bütün bu açıklamaları yapmayabilirdik. tanrı tarafından gönderilen emirlerin kullarla müzakere edilerek yaratıldığı ve örneğin tanrı'nın ''bu dönemde çok kadınlı evlilik doğal o zaman ona göre bir kitap göndereyim'' diye düşünmesi söz konusu olamazdı. eğer ki o dönemde erkeğin, kadın üzerinde baskı kurması normalse ve bu insan haysiyetine aykırı bir olguysa, bütün doğruların hakimi ve bilen tanrı'nın ne olursa olsun hakça bir düzen göndermesi ve peygamberini insanları bu yönde ikna etmekle görevlendirmesi gerekirdi. insanlar inanmayacak diye dönemin şartlarına uygun emirler gönderen bir tanrı fikri kabul edilemez. öyle olsaydı islam, son din olarak nitelendirilmez ve bu dinin mensupları 1400 yıl önceki gibi yaşama sevdalısı olmazlardı.
elbette ki bu tür şeyler için tanrıyı suçlamak söz konusu değildir. suç; tanrıdan geldiği iddia edilen bir takım kuralların; kendisine kadın üzerinde hakimiyet kurma hakkı verdiğini düşünen şeriat erkeğinindir.
bütün evlilikleri allah'ın emri ile gerçekleşmiştir. ve bu konuda kendisine seçme hakkı tanınmamıştır.
bu ne demektir? hazreti muhammed'in davranışlarını sorgulayan insan allah'ın emirlerini de sorguluyordur ki bu kulun üstüne vazife olan bir şey değildir.
iyi niyetli bir insandır ama 1400 senedir arapların adam olamamalarının
musebbibidir.sadece arapların mı?bizim de icinde oldugumuz butun ortadogunun.
islamın bu kadar yayılmasını,balkanlara kadar ulasmasını saglayan da
osmanlı imparatorlugudur.islam bir iktidar ogretisidir.o yuzden hanedanlar,
hanedanlık kurmak isteyenler islamı cok severler ve onu kullanırlar.
o yuzden islamcıların gozunde sultan selim mustafa kemal den daha degerlidir.
dunya uzerinde iyi niyetle yola cıkıp da hz muhammed kadar yıkıcı etkisi
olan bir insan daha yoktur.haa, biri daha var,karl marx.
hayatı boyunca sorumluluğu çok fazla olmuş peygamberimiz. peygamberliğin getirdiği büyük sorumluluktur bu sorumluluklar. her şeyiyle örnektir çünkü. fakat insanoğlu yanlış anlamak isteyince o'nu yanlış anlıyor işte.
ayşe validemizin 9 yaşında evlenmesi o coğrafyanın şartlarına göre normaldir. çünkü arap ülkesinde kızlar daha erken yaşlarda gelişiyorlar. peygamber efendimiz kendi isteğiyle değil, allah'ın emriyle evlenmiştir. buhari ve müslimden rivayet edildiğine göre peygamber efendimiz hz aişeye :
-seni üç gece rüyada gördüm. bir melek ipek kumaşa sarmış "Bu senin hanımındır" dedi. ben de yüzünü açtım ve "eğer allah tarafından ise cenab-ı hak imza eylesin" dedim.
ayrıca aişe validemizin okuma yazması olduğundan ve de hafizası kuvvetli olduğundan pek çok hadisin günümüze ulaşmasını sağlamıştır.
efendimizin 40 dan fazla değil 11 hanımı olmuştur.
1.hz hatice
2.hz ayşe
3.hz hafsa
4.hz ümmü habibe
5.hz seleme
6.hz sevde
7.hz zeynep
8.hz meymune
9.hz zeynep
10.hz cüveyriye
11.hz safiye
kendisinin olumuyle beraber dini de sona ermistir aslında.islam dini-ogretisi
1400 yıl boyunca ortadogudaki hukuk boslugunu doldurmaya calısmıstır.
eger bolgede islam harici alternatif bir hukuk ogretisi olsaydı islam ne
bu kadar yayılabilir ne de bu kadar uzun omurlu olurdu.isin aslı islam
kılıcın hakimiyetinin sona ermesiyle beraber her anlamda gerilemeye baslamıstır.
islam ulkelerinin son birkac yuzyılda bilime-teknolojiye herhangi bir
katkısı yoktur ve bugunku batıyı bicimlendiren son birkac yuzyıldaki
bilimsel-teknolojik gelismedir.kılıcın hakimiyetinin sona ermesi
atesli silahların ortaya cıkması daha yuksek bir organizyon anlayısına
sahip,dindısı bir hukuk kulturu gelistirebilmis toplumların
yukselip guclenmesi sonucunu dogurmustur.
hakkında şiir de yazılmaya başlanmış, bunu görüyorum. böyle mısralar halinde maddeler falan, ilginç. ben peygamber olarak kabul ediyorum kendisini. gidip de şimdi arkasından atıp tutanlara ''allah belanızı versin ulan ibişler'' demenin de bir alemi yok. saçmalamak kişinin kendi tasarrufunda ne de olsa.
1. o zamanki dünyanın şiirde rakip tanımayan tek büyük lideri arap edebiyatını,kuranla birlikte getirdiği yeni, akıcı ve üstüdüzey üslubuyla büyük bir darbe vurup, yerle yeksan etmiştir. okuma-yazma bilmemesinin nedeni,sonradan en büyük mucizesi olarak kabul edilecek kuranı kerimin insan kelamı olamayacağını anlatmak için ilahi kurgu tarasından tasarlanmıştır. şairler şaşırmış, ahali büyülenmiştir bu dizeler sayesinde. insanların gönüllerine mızrak gibi saplanıp, oradan çıkmamasının en büyük nedenidir bu edebi şaheser.
2. onunla çağdaş kralların ilahlıklarını iddia ettiği, tabi olmayanları diri diri yakmaktan imtina etmedikleri bir dönemde, ''sizden allah'a inanmanızdan başka hiçbirşey istemiyorum'' diyebilmesi makam, şan, şöhret gibi egolardan kendini ne kadar soyutladığının en açık ispatıdır. diğer yöneticiler tebasına yüksek tahtlarından ''kullarım'' diye seslenirken, ona tabi olanlara dostlarım, arkadaşlarım olarak seslenmesi tevazunun zirvesinde gezindiğinin en güzel göstergesidir. onu dünya malına düşkün olarak addedenlerin hiç ama hiç bahsetmedikleri o ince hasırının üstünde geçirdiği birkaç saatlik kestirmelerle adeta bugünkü yöneticilere ders vermektedir. alabilene.
3. zatıalleri, ondan yüzlerce yıl sonra bile kafatasçılıktan usanmayan insanoğluna ders verircesine ''arabın aceme, acemin araba üstünlüğü yoktur'' diyerek adeta hümanizme son noktayı koymuş, insanlık tarihine damgasını vurmuştur. bir yahudi cenazesi geçerken, oturduğu yerden ayağa kalkıp, saygıyla cenazenin geçmesini beklemiştir. ashabından birlerinin '' ya resulullah geçen yahudi cenazesidir, neden ayağa kalktınız'' sorularına; '' yahudi de allah'ın kuludur ve saygıya layıktır'' diyerek ne kadar insan sevgisiyle dolu olduğunu kanıtlamıştır.
4. adalet ve eşitliğin en büyük uygulayıcıdır. bir köleyi kardeşi olarak bellemekten en ufak tereddüt duymayan, yaradana olan yakınlığın ancak ve ancak ona duyulan muhabbetin yoğunluğuyla olacağını savunan bir zattır muhammed aleyhisselam. kimseyi renginden, dilinden, ırkından dolayı ayırmayan, insan olan herkese eşit mesafede bulunan insandır muhammed aleyhisselam.
5. kadınların -bırakın insan muamelesi yapılmasını- hayvan olarak bile görülmediği o bedbaht zamanda, bir güneş gibi doğmuş anneleri baştacı yapıp onlara lütufsuz ikramlarda bulunmuş eşitlikçidir kendisi. diri diri gömülen kızların hesabının sorulacağını söylemiş bu iğrenç adetin tarihin karanlıklarına gömülmesini sağlamıştır.
6. bugün çoluk çocuğun arasında bomba patlatan, sivil halkıbn üstüne füze atan çok saygıdeğer(!) devletlerin, örgütlerin ne yazık ki hiç ama hiç ders alamadığı bir insandır hz. muhammed. savaşta tutsak düşen esirlerin ellerini çözdüren, okuma-yazma öğretmeleri karşılığında onları serbest bırakarak eğitime ve savaş hukukuna ne kadar önem verdiği aşikardır. bugün israilde babasının yanındaki çocuğu öldürmekten imtina etmeyen zihniyetle ne kadar da zıt. öyle değil mi?
7. zekat malları sayesinde fakirin yüzünü güldüren, kurban etleriyle garibanın evine et girmesini sağlayan bir adamdır muhammed aleyhisselam. hiç et yiyemeyeceğine bir ay da olsa o boş midelerin de bayram etmesini sağlamış gördüğüm en büyük halkçıdır kendisi. 62 yıllık hayatının son 23 senesinde yaptığı işlerle 15oo yıllık bir vizyon oluşturan bununla da kalmayıp, etkisi daha asırlar sürecek reformların mimarıdır.
8. ruhları tedavi etmiştir. hem de öyle birkaç kişi değil. 1500 yıldır milyonlarca karanlık ruhun aydınlatıcısı olmuştur kendisi. hem de öyle uçuk kaçık şeylerle değil. ''birbirinize tebessüm edin, yardımlaşın, birbirnizi sevin, çocukları sevindirin, hayvanlara eziyet etmeyin, gönüllerinizde yaradana da yer verin'' gibi çok basit ancak yüksek tesirli ilkelerle başarmıştır bunu. gönüllere şifa olmuştur. yeni doğan erkek çocuklarının kurtarıcısıdır. kız çocuklarının sahiplenicisi bir nevi. yüzlerdeki tebessümün sebebi.
ha bu arada açıp buhari'nin, tirmizi'nin tefsirlerini okuyun da hz.ayşe ile kaç yaşında evlendiğini anlayın. arap kızlarının ergenliğe girdikten sonra yaşlarının sayılmaya başladığını öğrenmeden bol keseden sallamanın alemi yok. cahil olmayın lan şu hayatta, okuyun ondan sonra eleştiriyorsanız eleştirin.
"bir insana hergun balık vereceginize ona balık tutmayı ogretin" felsefesini
anlayamayanların,dunyayı hala 1400 sene onceki arabistan kosullarından ibaret
zannedenlerin peygamberi.islam ulkelerinde yasayan insanlar bugun mazlum mu?
evet,mazlumlar.ama onların mazlumlugu aslana yem olan ceylanın mazlumlugu
gibi masum bir mazlumiyet de degil.ki ceylanın mazlumiyeti bile doganın
gercegidir,acıma-merhamet duymanın bir anlamı yoktur.islam cografyasında
yasayan insanların mazlumiyeti akılsızlıgın getirdigi bir magduriyet ki
birileri hala bu magduriyet uzerinden-akıllarını baslarına devsirecekleri yerde-
prim yapma pesinde kosuyorlar.
saçma sapan bile denilemeyecek savlarla eleştirilmeye çalışılan alemin efendisi. olaya futbol maçı gibi bakanların, ''hehe en çok kim koydu lan!'' tavırlarıyla hayatın şifresini çözdüğünü zannedenlerin bok atma hususunda cansiperhane çabalarının odağındaki efendile efendisi. savaşta bile kılıcığının arkasıyla düşmanına vuracak kadar hoşgörü sahibi. ''sizden allah'a inanmanızdan başka bir şey istemiyorum'' düsturundan başka hiçbirşey söylemesi bu kadar mı zor, anlamıyorum.
bugün samimiyetsiz, basiretsiz yöneticilerin başta olmasıyla islam dünyasının gelişememiş olması o'nun getirdiği ilkelerin yanlış olduğu anlamına nasıl geliyor, şaşıyorum. insan bıçağı ekmek doğramak için kullanabileceği gibi adam da doğrayabilir onla. bu ekmeğin suçu değil, onu kullananın suçudur. haa bu kadar avrupa meraklısıysan gider orada yaşarsın, bir orhan pamuk da sen olursun. nası olsa dine kitaba laf eden aydın oluyor bu memlekette.
bence bu topraklarda hala kendisini takip etmeye calıstıklarını
iddia ederek din uzerinden siyaset yapanların dogrudan-topluca
arabistana postalanması gerekir.bu topraklara seriat yakısmaz ama
siz arabistana cok yakısırsınız desem de araplar bile sizi kabul etmez.
o'nun izinden gidebilmiş olunacaksa bir dakika bile durulmaması gerekir. ancak iş o değil. kendisi belirtmiş zamanında; ''arabın aceme, acemin araba üstünlüğü yoktur'' diye. yani mesele ırk, dil, lokasyon değil. önemli olan tek mevcut olan allah'a inanmak. o'ndan başka bir talebi yok kendisinin. din üzerinden siyaset yapılamaz kisvesi altında olayın bokunu çıkarmak isteyenlere selam ederim. 1400 senedir yeryüzünden silinmeyip bilakis her daim daha ötelere taşınan ismini böyle sanal ortamlarda üç beş çapulcunun silmeye çalışmasını da takdir etmemek elde değil. ha gayret koçlar, asılın küreklere!
bugün islam ülkelerinin geri kalmasıyla bi alakası olmayan islam peygamberi. peygamber efendimizi layıkıyla anlayabilselerdi şuan islam ülkeleri böyle geri kalmazdı. fakat islam kurallarını maalesef çarpıtmışlar. islama en büyük kötülüğü gene kendileri yapmışlar.
bu yüzden islamı anlamaya çalışırken peygamberini anlamak lazım ilk önce.
kimseyi iman ettirmek için maddesel kanıtlar göstermesine gerek olmayan, her peygamber gibi sadece tebliğ ile görevli bir peygamberdir.
--spoiler--
Ey Muhammed! Eğer onlar yüz çevirirlerse bilsinler ki, biz seni onların üzerine bir bekçi olarak göndermedik. (Şûrâ Suresi / 48)
--spoiler--
yaşadığı dönemdeki muhaliflerinin birçoğu delikanlı olan peygamber. şimdikiler gibi çapulcu değillermiş, mertçe kılıçlarını çekip yıkılmışlar meydanlarda. şimdi yaşasaydı işi bir hayli kolay olurdu. o çeçenistan sorununu, filistinde'ki zulümleri engin vizyonuyla bertaraf ederken sözlükten bir iki junior ebu leheb nickaltı falan yazar, dövündükçe dövünürlerdi. fazla iplemezdi muhtemelen. o devirde yaşadığı iyi olmuş, keyif almazdı bu çağda yaşamaktan.
alemlerin övünç kaynağı.
Peygambere Allah rahmet eder, melekler de duâ eder. Ey îman edenler, siz de ona teslimiyetle salât ve selâm getirin.(ahzap 56)
kendisine yapılabilecek her türlü kötülüğü yapmalarına rağmen düşmanlarına bile el uzatmayı bilen. onu öldürmeye gelenleri yolundan döndürecek hikmetleri olan habibullah. bu dünya üzerinde hiç bir insan yaşamamıştır ki sakalının bir telini görmek için yüzbinler sırada beklemesin. yaptıkları, yaşadıkları, yaşattıkları ile devrimcilerin en büyüğüdür. deniz gezmiş ernesto che gibi adamları ilah addeden her kişiye duyrulur. devrim nasıl yapılır, devrim yaparken nasıl hareket edilir sorunsalında araştırılması gereken tek şahsiyet hz. muhammed'dir. gökyüzünde yıldız aramaya hiç gerek yoktur. asıl yıldız bu dünyanın varolmasının müsebbibi habibullahtır. keşke yürüdüğün yolda bir toz zerresi olabilsek!
