hayvanlarla konuşsak kim bilir neler anlatırlardı. insan ırkının yaptığı zulümlerden bahsederlerdi. insanların hayvanlardan daha beter nasıl olacaklarını daha iyi anlardık.
benim eski husky le derteleşirdik biraz. bildiğin köpek efkarlıydı ha bakışlar felan. demek kuyruk acısı bu olsa gerek. dişi bi köpeğe vurulmuş garip herhalde.
+naber lan oğlan?
-iyidir be oduncu senden naber?
+seni çok seviyorum lan ben
-ben de seni seviyorum ama biraz et koy yemeklere lan. hep yumurta,yoğurt.. kediyim ben kedi. vahşi doğanın mensubuyum. okşaya okşaya ehlileştiriyorsun beni. tamam seviyorum ama.. ayarla bunları.
- lan ibne kedi benim hatun geçti mi buradan?
- bekçisi miyim lan senin hatunun yavşak?
- götveren sabah akşam taşşakları yayıp yatıyorsun, insan bir bakar sağa sola..
- siktir lan.
- ben seni dişiye kayarken yakalarım bak nasıl ayırıyorum seni.
hayvanlarla konuşmak mümkün olsaydı bu başlığı açan arkadaşla konuşmayı gerçekten çok isterdim... ama o gün gelene kadar bekleyeceğiz işte. çok acı bir durum bu da.
biraz kaba olacak ama yapmadığım şey değil. o yüzden rahat davranmaya karar verdim. eğer hayvanlarla konuşmak mümkün olsaydı ben bizim kediye "sen ne diyon la yaraaaam?" derdim. "ne o öyle mırlamalar, miyavlamalar, bacaklarıma dolanmalar filan? mama istiyosan mutfakta. babanın uşağı mı var?"