satılan kahve karışımlarının içinde ne olduğunu bilmediği için çekiniyordur.
tercihen tenha bir saatte yalnız başınıza gidip herşeyi öğrendikten sonra, 2. gidişinizde arkadaşınıza kro muamelesi yapabilirsiniz ama bu büyük ipnelik olacağı için yapmayın tabi ki.
starbucks'a gitmekle kendini bir sınıfa ait hisseden insandır.
halbuki yurtdışında starbucks bu kadar pahalı değildir. ve seri üretim halinde takılır. özel kahveler değil hazır 'bilmemneli latte'ler içersiniz. çok yağlıdır, süt kokar ve şurupları buram buram kimyasal içermektedir.
dolayısıyla ağız tadında biraz kaliteyi seçenler, bir 'caffe latte' için o kadar para ödemek istemeyebilirler.
kahvenin hasını bilen bilir.. zaten buraya genelde kahve için de gidilmez.
ama elbetteki süt ve krema tadını sevenlerde olabilir.
bunun anlayamadığım tek yanı 'sınıf olarak strabucks' kimlğinde mutlu olan ufak beyinliler.
hayatınıza kendinizle ilgili mutlu olabileceğiniz detaylar sokarsınız, bunlara takılmayacaksınız sevgili gençler..
yok artık cahilliğin de bu kadarı! insan hiç böyle kültürizm öncüsü yerlerden eksik kalır mı? ben sadece tinercilerin gitmediğini sanıyordum böyle yerlere, yazık vallahi, vahim durumdayız vahim.
hayatında hiç temiz bir dayak yememiş insan söylemidir. bir zaman sonra haykırış şeklinde versiyonları da olabiliyor. ama çığlık atmaya varmadan bırakılmaya özen gösteriliyor.
sıradan bir "al-git" mekanına çok para ödemek istemeyen kişidir. starbucks'lar genelde şehrin güzel kesimlerine açılıyor ülkemizde, zaten daha yan bir yere açılsa insanların gücü yetmez karşılamaya ama sonuçta kendimden örnek vermek gerekirse izmir'de alsancağa veya bostanlıya yada istanbul'da caddeye gitmişken gidip de onca farklı mekan içinden starbucks gibi sıradan bir yere gitmek bana saçma geliyor.
bir kere konsepti aynı hepsinin sonuçta, dışarı çıkıp yol katedip aynı yüksek fiyata daha güzel ve katettiğim yola değecek bir çok mekan varken starbucks'a gitmek komiktir bence. ha evinin altında olan vardır, kahvesini alıp gidecek olan vardır parası da vardır normaldir ama starbucks gib gayet sıradan bir mekanın güzel yerlere açılıp fahiş fiyatlarla çalışması bence gerçekten komiktir. daha da komiği için sürekli starbucks'a giden insanları inceleyebilirsiniz.
bir de ailesinin desteği olmadan bir işe girip yaşamını sürdüren 20-28 yaş arası insanların çoğudur. 3 ile 5 saat arasında kazandıkları o kahveye vermezler.
edit: ayrıca şunu da belirtmeliyim ki kardeşim de bir dönem timothy diye bu tarz italyan bir coffee shop işletti, organik kahveler olduğu için fiyatlar biraz daha bile yüksekti. o nedenle birinci ağızdan aktarma yapmak gerekirse bu mekanlarda yapılan tek hesap "nasıl insanlara daha pahalı bir şeyi içtikleri için dhaa kaliteli bir şey yediklerini düşündürtüp daha tarz hissettiririm. tek olay haddinden fazla kazananların parasını alıp ortalamaya indirmeye çalışmak. müşterilere de iki tip olarak bakılıyor. zaten çok kazanan ve 10 liranın bir önem taşımadığı insanlar, bir de çok parası olmadığı halde buraya gelen enayiler ve daha kötüsü çok parası olmayan ailesinin parasını buralara saçan enayiler."
kücücük subelerinden, 2 katlı subelerine varana kadar kapısından girdiğiniz anda -her daim orada bulunan:
elinde laptop ve kahvesiyle oturan bir adamı (hicbir is yapmıyor),
yüksek sesle kahkahalar atan 3-4 gereksiz kızı
sırf starbucksta calıstıgı icin tezgahtar olmasına rağmen g.tü kalkık önlüklü ve ne dedigi anlasılmayan tipleri
görmeyen ve bunların arasında rahat gözükmeye calısmak zorunda kalmayan insandır. en rahatıdır.
eziktir. tıpkı benim gibi*
şaka bir yana anlamadığım meseledir. hayatında hiç x/x'e yapmamış/gitmemiş insan...
böyle sınıflandırmaya ne gerek var bilemiyorum. istemez, kendisine hitap etmez, parası yoktur vs. vs. başlı başına ayrı bir başlıkta incelenebilir aslında bu konu...