bugün

okulun bittiği yaştır.
iş hayatına adım attığınız yaştır. çünkü ilk zamanlar eğlenceliyken para kazanmanın verdiği özgüvenle birlikte; alışveriş, mekan mekan gezmeler, işten kalan tüm vakti gece klüplerinde geçirmeler derken sonra borç batağına batmakla devam eder. sonrasında o borçları ödemek için rutin bir hayata döndüğünüzde ise herşey sıradanlaşır, özgüveninizi kaybetmeye başlarsınız, her gün gitmek zorunda olduğunuz iş yerinden mutlu değilseniz zaten berbattır.

işin kötü tarafı benim gibi ülke değiştirip onca sene çile çekip refaha ermişken hayatın hala boka sardığını görmektir.

18/28 arası hala boka sarmaya devam ediyor.
22-25 yaş aralığı demek isterim. Tam da okulu bitirip iş hayatına atılma, belki de ömür boyu hayatında olacak insan ile tanışma evresi. Boka sarmaya başlama da olabilir bu bir dönüm noktası da.
sorumlulukların üst üste geleceği yaşlardır. genelde 25'ten sonra başlıyor. 30'lu yaşların ilk rakamı olan o 30'tan gün alındığı an bu stresin epey artacağını düşünüyorum. geçen günlerde mahallemizin fırıncısı ile geçen diyaloğu anlatmak istiyorum. 30'lu yaşın üstünde bekar bir abimiz. efendi de bir esnaftır. fırından ekmekler çıkana kadar muhabbet konu konuyu açtı. yaşım 27 deyince, elini salladı, oo oo daha ne ki dercesine. ama sonra 3 senen var bak 3 senen dedi. 30'lu yaştan sonra, kimseyi beğenmeyeceksin. kaşının üstünde gözün var hesabına gireceksin dedi. herkesi dinlemekten keyif alırım, fikrine katıldıklarım olsa da olmasa da. hayırlısı abi dedim, kafamı eğdim tebessüm ettim. ama içimden şöyle düşündüm. ulan 30'lu yaştan sonra bekarsan eğer, insan daha seçici olmamalı ki aslında dedim. insan der ki kendi kendine, yaşım geçiyor artık, huyu suyu, aklı fikri iyi olan biriyle hayatımı kurarım illa ki der diye düşündüm. yanlış da düşünmüş olabilirim tabii. fakat hiç belli olmaz. tamam artık bundan sonra ki yaşlarım boka saran yaşlarımdır diye kendi içinizde yargı dağıtırsınız ama hayatın neler getireceği de hiç belli olmaz. yeter ki şükredelim. şükrettikçe, allah bizi daha iyi şeyler ile imtihan edecektir diye düşünüyorum.
liseden mezun olunan yaş.o kadar dert yok tasa yoktu ki koy göte gitsiin kafasında geçirilen lise yıllarından sonra tokat gibi vuran gelecek telaşı çok acı.
Bence 55-60 dan sonrası. Ömür bitmiş ölmeyi bekliyorsun. Eski hatıralara bakıp iç geçirme yaşları.sağlık sorunları baş göstermeye başlar. Hele bir de yalnızsa..
Benim için 12- 13 yaşlarından 20 yaşına kadar olan yaş aralığıdır.
Çocukken insanın gücü hiçbirşeyi düzeltmeye yetmiyor, ne iğrenç günlerdi.
hiç şüphesiz 17 yaştır. Toplumda "aa bak ne güzel yaştasın" gibi lafları popüler kültürün getirisi olarak bakıyorum çünkü 17 yaş artık aileninde sana dediği gibi "artık çocuk değilsin" dir ve bu söz sen ölene kadar sana farkındalık sağlayacak bir söz. Mesela parkta çocuklar gibi eğlenemeyeceksin, senin istediğin bir şeyi sana almadıklarında yere yatıp ağlayarak aldırmaya çalışamayacaksın, misafirlikte koltukta uyuya kalamayacaksın, okula gideceksin, acı çekeceksin, aşık olacaksın, yanındaki arkadaşların, eşin, sevgilin annen baban ölecektir ve sen artık çocuk olmadığın için her şeyi göğüsleyeceksin.

küçükken derlerdi ki "erkek adam ağlamaz" ve sen artık çocuk olmadığın zaman erkeklerin ağladığını hatta kadınlardan daha fazla ağladığını anlayacaksın. 18 yaşında ise artık her şey için çok geç olduğunu ve bunu kabullenmiş olduğunu anlayacaksın. Tebrikler büyüdünüz ve malasef mutluluk çok gerilerde kaldı.
24-25 olabilir. iş hayatının ilk bir iki yılı sonrası, her şey arap saçı.
muhtemelen 23 sonrasıdır.
Bence üniversiteden mezun olduğun dakikadır.
iş? Yok.
Evlilik baskıları? Bu çağ’da ve bu maaşla?
Askerlik? Okul varken atıyodun ileri şimdi napıcaksın?
Hayata atıldığın dakika boka sarıyor.
30 yaşından sonra hayatla ilgili fikirlerim çok değişti ve bir çok şey için sürekli kendimi suçlar oldum.

Keşke bu kadar erken evlenmeseydim,
Keşke ailemle daha çok vakit geçirseydim,
Keşke evde bu kadar çok oturmasaydım ,
Keşke üniversite bittikten sonra düzgün bir iş bulabikseydim,
Keşke daha erken bir yaşta anne olsaydım.

Ve biliyorum ki bu " keşke" lerin bir sonu yok ve geçmişi değiştiremeyeceğim. Bu yüzden bugünü güzel yaşamak isterdim . işte yine depresyon devam. Oğlum dışında her şey öyle sıkıcı ki.
Bu yaş tabi ki 19 dur. Artık bir mesleği öğrenmek için nerdeyse her gün okula gidiyorsunuzdur kiminin hayalidir kiminin değildir mesleği. Kim bilir belki bir kaç ay sonra yaşın 20 olacaktır ve etrafındaki insanların 20 den sonra yaşın nasıl 30 a vardığını anlamadık lafları kulağında çınlar. Üstelik bir de ailene düşkünsen ve en küçük çocuksan anne babanın yaşı büyüktür ve sen onlara her sarıldığında aklına ‘bir gün yine onlara böyle sarılacağım ama son olduğunu bilmeyeceğim’ cümlesi şerit gibi döner ve burnun hafiften bir sızlar. Hele birde 19 20 yaşlarında aşık olmuşsan ve geceleri uykunu kaçırıp sabahları uyandığında ilk aklına gelen şey onun bir yerlerde nefes alıyor oluşu ise hayırlı olsun efenim b*ku yemişsin. O aşk hiç unutulmaz yaş 30 da olsa 60 da olsa hiç unutamazsınız hep sizinle beraberdir. Gözlerinizi kapattığınızda o gençlik heyecanınızla birlikte hissettiğiniz duygular aklınıza geldiğinde bir taş olmak istersiniz. Evet bir taş.
üniversite sınavına hazırlık dönemi.
üniversiteden mezun olduğunda.
askere gidip-gelme süreci.
evlenme ve sonrası.
Aslında hayatta çok fazla boktan noktalar ve yaşlar var.
banka kredisini ödeyemediğinde, kapına haciz gelen dönem gibi.
7. okulun ilk günü sabah erken kalkılır ve çoktan boka sarmaya başlamıştır.
hayatım boka sarmaya başladı dediğin yaştır netekim.
ben hala beklemedeyim..
yaşadığınız hayata göre değişir belki 5'tir, belki 75.
Benim 23 yaşından sonra boka sarmaya başlamıştı çünkü. 23 yaşımda nişanlıydım, 24 yaşında da evlenmiştim. Ve o gün bugündür de hala Burnum boktan kurtulamıyor.
kanaatimce 23 yaş olandır. arkadaş, dört bir yandan kuşatılmış şehir gibi oluyor insan.. okul bitiyor, iş arıyorsun. yetmiyor, evlenecek yaşa gelmiş oluyorsun. ha birde; askerlik var askerlik.
Hayattn şikayet etmeyi seven biri değilim. Öyle de yaşıyorum, böyle de yaşıyorum. Ne de olsa bu hayattan kimse canlı çıkamıyor. Elimdekilerle yetinmeye gayret ediyorum. Öyle yokluğun dip noktası görmüş değilim. Umarım görmem de. Ne şartlarda yaşayan insanlar var. Bunlardan ders çıkarıp halime seviniyorum.

Üniversite nin son dönemlerinde başlayan o yalnız kalmalarım biraz sıkıntı yapsa da, şu anda bu duruma pozitif bakıyorum. Çünkü insanlarl anlaşmak gerçekten yorucu.

Bir yaştan sonra zaten insanoğlu her şeye alışıyor. Dertlere karşı tecrübe kazanıyor. Hatta onları görmzden gelmeyi bile başarıyor.

Söylemek istediğim hayatın her anında çöküşler yaşıyoruz. Bunun zamansal bir standardı yoktur. Önemli olan her şeye rağmen güçlü ve ayakta olabilmek.
Yaş olarak bir şey diyemem de üniversite bittikten sonra baya boka sarıyor arkadaşlar.
Herkes aynı mı ki bunun ortak yaşı olsun.
20-25 arası bence tam kişilik iyice oturmaya başladığı zamanlar.
birisi 55 yazmış. yahu ben 50 yaşındayım kendimi hayata yeni başlamış gibi hissediyorum. hayatın boka sarmasıyla yaşın pek bi alakası yok bence.
Evlilik ve sonrasidir. Turlu turlu sorumluluklar. Insan kendini kaciriyor. Hayati kaciriyor. Yazik.