çinli filozof Chuang Tzu'nun gördüğü bir rüya üzerine düşündüğü ihtimaldir. şöyle der Chuang Tzu:
"Bir kere rüyamda kelebek olduğumu gördüm. Şimdi artık rüyasında kelebek olduğunu gören Chuang Tzu muyum, yoksa rüyasında Chuang Tzu olduğunu görmekte olan bir kelebek miyim, bilmiyorum."
hayatın bir rüya olma ihtimaline ilişkin Chuang Tzu'nun şöyle de bir hikayesi vardır:
--spoiler--
Eski Çinde serin bir akşamdı. Arkadaşı mahallenin hanında Chuang Tzuyu aramaya gitmişti. Chuang Tzuyu bir masada oturur, dalgın dalgın içkisini yudumlar halde buldu.
işte buradasın! diye karşıladı arkadaşı onu. Şimdiye kadar herkese hikayelerinden birini anlatmaya başlamışsındır diye düşünmüştüm. Neden bu kadar sessizsin?
Aklımda bir soru var dedi Chuang Tzu, Varoluşla ilgili bir soru.
Anlıyorum. Seni düşüncelerinle yalnız bırakmamı mı arzu edersin?
Hayır, izin ver bunu seninle paylaşayım. Belki bana kendi bakış açını kazandırırsın.
Bakış açım pek değerli değil, ama dinlemekten mutlu olurum.
Bir sandalye çekti.
Öğleden sonra geç saatlerde bir gezintiye çıkmıştım dedi Chuang Tzu. En sevdiğim yerlerden birine gittim, bir ağacın altında. Orada oturdum, uyuyakaldım, ve bir rüyanın içine çekildim. Rüyamda, kendimi bir tarlanın üzerinden uçarken buldum. Arkama baktım ve kanatlarım olduğunu gördüm. Geniş ve güzeldiler, hızla çarpıyorlardı. Bir kelebeğe dönüşmüştüm! Öyle bir özgürlük ve neşe hissiydi ki, öylesine kaygısız olmak ve etrafta dilediğim gibi uçmak. Bu rüyadaki her şey her açıdan kesinlikle gerçek hissi veriyordu. Çok uzun geçmeden, Chuang Tzu olduğumu dahi unuttum. Basitçe bir kelebektim, başka hiçbir şey değil.
Benim de kendimi uçarken gördüğüm rüyalarım oldu, ama hiçbir zaman bir kelebek olarak değil dedi Chuang Tzunun arkadaşı. Bu rüya kulağa harika bir deneyim gibi geliyor.
Öyleydi, ama diğer tüm şeyler gibi, eninde sonunda bitmek zorundaydı. Yavaş yavaş, uyandım ve fark ettim ki hepsinin sonunda ben Chuang Tzuydum. işte bu kafamı karıştırıyor.
Bunda bu kadar kafa karıştırıcı olan ne? Hoş bir rüya gördün, olan biten tek şey bu.
Ya şimdi rüya görüyorsam. Seninle yaptığımız bu sohbet her açıdan gerçek gibi görünüyor, ama rüyamda da böyleydi. Bir kelebek olduğu rüyasını gören Chuang Tzu olduğumu düşündüm. Ama ya ben bir kelebeksem, tam bu anda, Chuang Tzu olduğu rüyasını gören?
Pekala, ben sana söyleyebilirim ki sen gerçekten Chuang Tzusun, bir kelebek değil.
Chuang Tzu gülümsedi:
Sen de basitçe rüyamın bir parçası olabilirisin, diğer her şeyden ne daha az ne daha fazla gerçek. Yani, bana Chuang Tzu ve kelebek arasındaki ayrımı görebilmemde yardım etmek için hiçbir şey yapamazsın. işte bu, arkadaşım, varoluşun dönüşümüyle ilgili esas sorudur.*
--spoiler--
bugüne kadar görmüş olduğum rüyaları gözden geçirince (hiç aklımdan çıkmayan, hollywood sahnelerine beş-on basanlar, ertesi gün tokat gibi yüzüme patlayanlar falan..) entrynin fazlasıyla doğru olduğunu düşünüyorum.
bunu anlamanın en kolay yolu rüya sanılan ortamda gidip birini öldürmek ve ertesi gün o kişiyi tekrar görmektir. he göremiyorsan demek ki gerçek hayattasın. biraz kötü bir deneyim oalcak bu ama yapacak başka birşey yok.