doğrudur, hayat bir rüyadır. rüyada da olayları gerçekmiş gibi hissederiz. hatta bazı olayları karıştırırız gerçekten böyle birşey var mı yoksa rüyamda mı görmüştüm diye. hepimiz rüyadayız, ölenler uyanıyor.
zaten algılarımızın çuvalladığı aşikar. gözlerimiz bile bizi yanıltırken, hayatın bir rüya olma ihtimali çok yüksektir. bir şeye bakan 1 milyar göz olabilir. 1 milyar gözün hepside farklı şey görüyor olabilir. ne görmek istiyorsak o. tıpkı rüya gibi. salt gerçekten uzak.
öldüğümüzde belli olacak olandır. küçüklüğümden beri bu düşünce hep kafamda yer almıştır. ölünce uyanacağız ve yeni bir hayat başlayacak. eminim de bundan daha güzel olacak.
yazılım (insan beyninin oyunları) ve donanım (fiziki durum) arasındaki farkın ortadan kalkmasını gerektirir. rüyayı kurgulayan beyin organı ortaya çıkmadan çok daha öncesinden beri var olan bir alemi, dönüp yine bu beynin algı yanılsamalarına kapılmadan yanıtlayacak bilim var, fen var.
insanı tüm varoluşun merkezine oturtanların ihtimalidir.
olanlara engel olamayıp bir çok şeyin görmezden gelinmesi ya da olmamasını isteyip görmezden gelme sonucu rüya olmasını isteme durumu.
hayat olmayan hayatlara değesidir.
Hep düşündüğüm durumdur. Şöyle düşünürüm acaba ben 4 yaşındayken trafik kazası geçirdim de yoğun bakıma alındım ve halen yoğun bakımdayım yani komadayım , ve hep rüya görüyorum. Bu entryide rüyada yazıyorum o zaman. Bu entryi okuyanlarda hayali varlıklar. Böyle düşünmeye devam edersek kafayı yiyecez. Ama düşünsenize 4 yaşında komalık olmuşum yıllar sonra kalkıyorum ve türkçe ile ingilizceyi okumayı yazmayı biliyorum , böyle örnekleri var dünyada komadan kalkıpda yabancı dil konuşan.
bir gün sarsarak uyandıracaklar, amma uyudun, tam 6 yıldır uyuyosun diyecekler, sonra baştan başlayacağım herşeye, rüyamda gördüğüm tüm herşeyi unutmuş olarak hem de, hem de zaman durmuş gibi olacak, bir gecelik bir rüya gibi, güneşli bir günün sabahında ama, amma uyumuşum ya diyip kalkıcam, gökyüzü güneş, bulut yok, zerre kadar hüzün de yok, başa sarmak gibi, yeniden yani, o garip burukluk hissinden kurtulmuş olarak, bir de boğazdaki o düğümden.
''Aynalar şehrine geldim çünkü benden evvel yazılmış bir hikayenin içindeyim.Aynalar şehrindeyim çünkü kim olduğumun peşindeyim.Aynalar şehrine geldim çünkü benim hikayemin önünü,benden evvel kaleme alınmış bir başka hikaye tıkıyor.Aynalar şehrindeyim çünkü bir kez şu bendi yıkabilsem sular çağlayacak,deli deli akacak; hissediyorum.''