bu hayatın hangi köşesinden o anlama baktığınıza göre değişen bir anlamdır.
6 yaşında bir çocukken hayatın anlamı ne diye düşünür, bulamazdım. sonra akşam babamın bana getireceği eti pufun hayatın anlamı olduğuna karar verdim. o akşam babam bana ne getireceğini söz verirse ben o günümü o şeyi beklemek için geçirdiğimi sanırdım..küçük bir çocuk için hayatın anlamı akşam babasının ona getireceği çikolata ya da etipufmuş...
biraz daha büyüdüğümde hayatın anlamı babamdan istediğim kırmızı bisikletti ve o geldiğinde hayatın yine hiçbir anlamı kalmamıştı elimde. hep bir şeyler istemeyi ve elde etmeyi hayatımı anlamlandırmak için yaptığımı çok sonraları anladım.
hayatın anlamı istediğini almak ve aldıktan sonra başkasına istek duymaktı. böylesine boş bir anlam belirlemiş ve bu hatalı anlamın peşinden gitmiştim hep. şimdi anlıyorum ki hayatın anlamı istemek ve istediğini beklemek değilmiş...
zeitgeist serisini izledim. sonra bana nolduysa oldu. şimdi kendimi tanıyamıyorum. çok değiştim, bir iki belgesel acayip etkiledi beni. şimdi kimseye güvenemiyorum, hayatın anlamını sorguluyorum. madem böyle o zaman biz ne diye varız. bu kadar kötülük gerçekten var mı diyorum. eğer varsa neden tanrı sadece izliyor. kafayı yemek üzereyim sakın izlemeyin o belgeselleri.
insan doğar, yaşar, ölür.
ölüm karanlıktır,
karanlık korkudur,
korku insanın içindedir.
bebekte kadının içindedir.
kadının içi erkek için çekicidir.
çekici olan göbektir.
göbek biradan ibarettir.
bira alkollü bir içecektir.
alkol kötü bir alışkanlıktır.
kötü alışkanlık topluma zarar verir.
toplumda kötü alışkanlığa zarar verir.
hayatta herkes birbirine zarar verir.
kimileri de sadece istediklerine verir.
istediklerine veren kaşardır.
vermelerini isteyenler abazadır.
abazalar erkektir.
erkekler kadınları sever.
kadınlar duygusallık ister.
erkekler duygusaldır.
kadınlar para ister.
erkekler zengindir.
kadınlar çocuk ister.
erkekler hay hay der.
kadınlar hamile kalır.
erkek seks ister.
kadın hamileyim der.
erkekler seks ister.
hayat kadınları para ister.
para parayı çeker.
parası olmayan sabır çeker.
tespih çeker, daha neler neler çeker.
çeken bilir.
bilen öğrenir.
öğrenen araştırır.
araştıran bulur.
bulan daha çok ister.
daha çok bulan daha çok bilir.
daha fazlasını bilmek istiyorsan; http://uludagsozluk.com
hayatın anlamını, olmasını istediğimiz şeye sıkıştırmakta diretiyoruz. ve bu durum artık sırıtan absürd bir tabloya dönüyor. tek bir renge dönüştürmek istiyoruz tabloyu. zorlama renkler kullanarak da tablonun içine ediyoruz. çünkü zorlama renkler tabloya uymuyor. hayatın anlamını bir sıkıntıya, acıya ya da mutsuzluğa yüklemek aklımızın ucundan geçmiyor. karamsar olma umuduyla demiyorum. ama hayatın anlamı dendiğinde neden sürekli olarak egomuza ya da beğenimize hitap eden şeyleri kastediyoruz. hayatımızın anlamı bizim özümüz değil midir aslında? sonradan elde ettiklerimiz birer birer elden gitmiyor mu? kazanımları kaybettikten sonra ardı ardında küfürler savurmuyormuyuz? üzülmüyormuyuz bu duruma? bizi var eden, özümüzü oluşturan hayatımıza yön veren fırçanın ucu sürekli başka renklere kaydıkça hayat da anlamsız parçalar bütünü olmaya devam edecektir.