bol yağışlı bir yerde, yalnız bir hayat sürmektir. moskova'ya geldiğim ilk aylar hayatımın en mutlu aylarıydı, uzatmadan işte şöyle özetleyeyim:
küçük bir oda. dışarıda yağmur yağıyor, ben romanıma gömülmüşüm, okuyorum. sonra hayallere dalıp kendi romanımı yazmaya başlıyorum. o romandaki karakter gibi olmaya çalışıyorum. yağmurda o ne yapardı diye düşünüyorum. dışarı çıkıp gezinirdi o. alıp paltomu çıkıyorum sokağa. yağmur yağıyor hafiften, dolaşıyorum...
hayatı yaşanılır kılmanın yolu bu entryden birşey çıkarabilmekle başlar sözlük. bu agresif yazarın 3 satırı içinizi kıpır kıpır etmişse, olayı çoktan çözmüşsünüzdür.
, , gülüşü emsalsiz, eşine rastlanmayacak ,insanın aklına zuhur etmeyecek kadar güzel ,cenneten gelen bir huri olduğuna inandığınız biri ile karşılaşamanız için yapacağınız yada deneyeceğiniz ,savaşacağınız her türlü yol. ayrı olsanız bile aynaya baktığınızda şunu görüyorsunuz.
yaşamak ne güzel sırıtışı. heleki birde çirkinseniz.
hayat özü itibariyle anlamsızdır, boştur, saçmadır. insanın bu hayatta yaptığı herşey bu saçmalığın üstünü örtme çabasıdır. aile,iş, tatil, v.s hepsi kendini kandırmadır,unutmaya çalışmaktır. eğer gözünüzün önündeki perde kalkmışsa hiç bir şey sizi tatmin etmeyecektir. çünkü artık gerçek tüm çıplaklığıyla karşınızdadır. ama illa ki ben hayatı biraz daha çekilir kılmak istiyorum diyorsanız;
"geçmişi ve geleceği bırak, hayatı sorun sızdırmayan anlık bölmelerde yaşa." nitzche.
bir yol cizip gerekirse o yol için ölmeyi göze almaktir. bütün azminle, bütün gücünle onun için savabilmektir. er gec yolun sonun gelecek ve istediklerine kavusursun. işte bir şeyler yapmanin huzuru ve kıvanci ile tatli yasamaya baslar insan.
ama hiç bir yol secmezsen iki arada bir dere kalirsan işte o vakit... işte o vakit bunalimlarla basbasa kelek sıradan bir ömür süreceksindir.
ölmenin binbir türlü yolu vardir. iyi yasamanin ise gayet seyrek ve az yolu vardir. bunlar kişi ve kişiye göre değisir.