üzülmeye değmeyecekler için üzülmemek. üzülmemeye çalışıp, bunu başarmak. geçmişe takılı kalmamak. takılı kalmamak ki, yaşıyorken yaşadığını hissedebilesin olayı bir anlamda. bu da biraz olsun yaşanılır kılar.
hayat özü itibariyle anlamsızdır, boştur, saçmadır. insanın bu hayatta yaptığı herşey bu saçmalığın üstünü örtme çabasıdır. aile,iş, tatil, v.s hepsi kendini kandırmadır,unutmaya çalışmaktır. eğer gözünüzün önündeki perde kalkmışsa hiç bir şey sizi tatmin etmeyecektir. çünkü artık gerçek tüm çıplaklığıyla karşınızdadır. ama illa ki ben hayatı biraz daha çekilir kılmak istiyorum diyorsanız;
"geçmişi ve geleceği bırak, hayatı sorun sızdırmayan anlık bölmelerde yaşa." nitzche.
tomurcuklu çay demlemek..yağmur yağarken evdeki tüm ses çıkaran aygıtları kapatıp * yağmuru dinlemek..bi kupa çayla..kardeşin (0-5 yaş arası makbul) uykusunu izlemek..hayatın bi erkek ya da kızdan ibaret olmadığını acilen idrak etmek..hiç sevgili olmamış olsa bile kişinin karakterinden hayatından bişiler çalınmadığını bilmek..gerekirse avaz avaz ağlamak.."herşeye rağmen" kalıbını çok kullanmak ve belki de sinir bozucu olsa da hatta bazen insana kfür gibi gelse de "hayırlısı olsun, her işte bi hayır" gibi laflara inanıp,sizden daha büyük bi kuvvete teslim olmak..bu herşeyi kontrol etmeme hali bile insanın stresliyken omuzlarında oturan 30 kiloluk görünmez devi kaldırır oturduğu yerden..