Ağacın tepesinde kitap okumak ve karıncalanmak.
Taze hurma yemek.
Dağın zirvesinde sisin içinde yalnız kalmak.
Sessizliğin sesini dinlemek.
Lunaparkta tırtıla binmek. *
Küçüktüm o zamanlar annemden tam 3 ay ayrı kalmışdım. Gelişiyle dünyaları bahşedecekti. Bir gün okulun bahçesinde kollarını açmış beni bekliyordu. Çok güzeldi. Sapsarı saçları kıpkırmızı elbisesi. O zaman anladım ki annem dünyada ki en büyük mutluluğum.
hayatınızda, nazınızı çeken ve bundan bile mutlu olabilen bir insanın varlığı. bu anne olur, sevgili olur ama herkesin kavuşamadığı bir ayrıntı malesef.
evde bile bazen kimse tarafından umursanmayıp "çok yaşa" denmezken, sokakta dalgın dalgın yürürken hapşırdığınızda o an yanınızdan geçen adamın "çok yaşayın" demesi.
içten gelerek iyilik yapmak ve iyilik yapılan kişinin teşekkür etmesi.
sevdiğin kişi tarafından sevilmek.
ilgi görmek.
mutlu olmak.
gülümsemek.
sevilen şarkı.
ortak noktalar bulmak.
gece radyo dinleyerek uyumak.
çok istediğin bir şeyi elde etmek.
hedefler belirleyip belirlenen hedefler üzerinde azimle çalışmak.
yeni fikirler üretmek.
eğlenmek için zamanının olması.
bazı çiçekler.
bazı fotoğraflar.
bazı anlar.
toprak ana.
çocuklar ( ağlamayan, gülen oynayan çocuklar )
minnettar olmak.
şükretmek.
anlamı yok sanılan hayata anlamlar yüklemek.
hayatın anlamı olmasa bu kadar ayrıntı olmaz dostum, geç olmadan hayatınızı yaşayın.
Rengarenk çiçeklerle dolu , estetik bakımından potansiyeli olan bir bahçede Güneşin gözü kamaştırması eşliğinde doğayı hissetmek.
Tabii ben bunu pek yaşayamıyorum.
En fazla kizilayda Adnan Ötükene giderken patlamanın olduğu yerden geçip ölümü hatırlıyorum ve anlamlandırma arayışına geçiyorum.
Neleri çaldınız bizden be...