her sabah size günaydın deyip, şeyinize bile takmadığınız ve buna hiç ses çıakrmayan adamın bugün günaydın deyip "bana neden günaydın demiyorsun" şeklindeki aptalca farkındalığıdır.
Tuvalete girince tuvalet kağıdının bittiğini görmek .
evden süper bir moralle hızlı bir şekilde giyinip çıkarsın çıkmadan önce her şeyin yanında olduğunu sanıp en önemli şeyin yanında olmadığını öğrenince insanın hayatını karartır . . .
amacının olmaması, yıllardır bir baltaya sap olamamışlık hissi, yalnız kaldığında hayatı irdelerken kendini bulduğunda, kendine şöyle bir baktığında, bu mu yaşadığın hayat, bu mu istediğin hayat diye sorduğunda, başın öne eğilmesi, cevap verememek, boğazdaki yumru, hayattan bir anda soğutan bir başka şey ise, sevdiğini sanıyorsun, aşamalar başlıyor, seviyorum diyorsun, aşığım diyorsun, evet o da öyle diyorsun, ama öyle olmadığını öğrenince ya da görünce, hayattan bir anda soğumayı geç, etraf döner, hızla döner, gözler hafif kararır, sağ ya da sol diz güç bulamaz, hafif sendeler, el alnına gittiğinde, gözlerinin etrafında beyaz noktalar görürsün, biri keşke kolundan tutsa diye düşünürken, hayattan bir anda soğuyup yere yığılmış durumdasındır.
Bir anda moral bozabilecek berbatlıktaki bir haberi en yakın arkadaşın bir müjdem var diyerek getirmesi. Ne moral bırakır ne keyif, direkt söylese kötü bir haberim var dese açık açık bu kadar sinir bozmaz.
mide bulantısı. arkadaş hayattan bundan daha fazla soğutacak bir şey yok. baş ağrısı, yorgunluk, uykusuzluk, boğaz veya bademcik şişmesi... tamam bunlar da insanın ağzına sıçan şeyler ama mide bulantısı tahammül edilemez. bir taraftan kusmayı istersiniz ama kusma duygusu iğrenç olduğundan götünüz yemez, siz de bu kahrolasıca mide bulantısıyla saatlerinizi geçirmek zorunda kalırsınız.
kimlik kaybına uğramak. bitkisel hayata girmek. adam olamamak. insan olamamak. ya da bunlardan herhangi birisinin olduğunu veya olabileceğini düşünmek.