ne yapsan olmaz çünkü, herkes için mi böyle diye diye düşünürsün, bazılarına bakarsın daha kolay gibi, daha şanslı gibiler, galiba herkes için aynı savrulma-savrultma hızında değil diye karar verirsin ama ondan da emin olamazsın aslında. zaten genel bir emin olamama halide sürüp gitmektedir her alanda. ama işte ne yaparsan yap kendi bildiğini okuyacaktır, okumaktadır hayat. eğer şanslı isen senin istediklerinle onun istedikleri paraleldir sana mücadele ettim başardım deme şansı verir. aslında en büyük şansın burdan ileri gelmektedir mücadeleci, kazanmacı şanslı insan. işte hayat aslında hep kendi bildiğini okuduğunu farkettiğinde soğursun belki ama bu olsa olsa tavşan dağa küsmüş düzeyinde kalacağı için ne işe yarar orası bilinmez.
sevgilinin başka şehirde olması,
aile içi sorunlar yaşamak, işsiz olmak,
üniversiteyi bitirip hayata atılayım derken ikisi arasındaki uçuruma yuvarlanmaktır.
tutunacak dal bulmak gerekmektedir.
edit: neyini beğenmedin de kötülüyorsun kardeşim zaten soğumuşum hayattan...
insanın yaşadığı şehri, şehri bırakın ülkeyi, hayatta edindiği gerçek dost diyebileceği insanları bırakıp gitme zorunluluğu... işte hayattan öyle soğulunuyor.