hergün bir buçuk saatte işe gitmek. sabahın beş buçuğunda uyanmak. akşam dokuza doğru eve ulaşmak buda yetmezmiş gibi cumartesi de çalışmak. pazar gününün aile arkadaş ve kendin tarafından paramparça olmasını izlemek ve yeniden...
ne kadar dayanılabilir?
hergün boş bir evde uyanmak, sana bakan boş duvarlar, eski sevgiliden kalma içini acıtan ama asla unutulmayan anılar,üst üste dizilmiş bira şişelerinin arasından yarısı içilmiş sigara izmaritlerini toplamaya çalışmak ve en kötüsü hepsinin birarada olmasıdır heralde.
teknoloji dir.
aslında uzun uzun yazmaya başlamıştım ki cevabını daha kısa buldum bir anda. telefon internet vs. kolay iletişim rahatlık bolluk. artık mutlu olamıyoruz!