o kocaman dört -ya da daha fazla- yılını alan, sınav zamanları depresyona girdiğin, sınavlar bitince arkadaslarınla kutladığın, gezip tozduğun, hiç bitmeyecek sandığın, sıkıldığın, bunaldığın, sevindiğin, üzüldüğün, kısacası acısıyla tatlısıyla hayatında geniş bir zaman dilimini kaplayan okulunun bittiğini anladığın an.
**kulaginda müzikle dingin mi dingin bi denizde balik tutmak(ozellikle günes batarkene)
**yine müzik esliginde bisiklete binmek..ve yol bossa da bagira bagira sarki söylemek
sevgiline sarılırken kulağına doğru yavaşça 'seni seviyorum' demesi
gözlerine bakarken, kalbinin daha bi hızlı çarpması
sevgiliye sarılıp uyumak
birlikte güneşin batışını izlemek
sevgilime sarılmak
çok susamışken su içmek
hafif sarhoş şarkılar söylemek kalabalık bir masada
son vize ya da final
rakı- balık yapmak
daha önce hiç gitmediğin bir şehri keşfetmek
bir çocukla ya da bir yaşlıyla sohbet etmek
uzun zamandır aradığın bir şeyi bulmak
zaman tünelinde yolculuk yapmak
sevgilimin gözlerinde kaybolmak
kantin muhabbetleri
çikolata yemek
ılık bir duş almak
türk kahvesi içmek
kahvaltı etmek.ille de pazar kahvaltısı ve bir sürü gazete...
hocaların ''bu kısımdan sorumlu değilsiniz'' dediği an
babamla sohbet ve içki muhabbeti
bir insana sevdiğinizi söyledikten sonraki andır. zira siz cevap beklememektesenizdir ve sonunda sesinizi ona duyurmuşsunuzdur, daha ne olsun. ancak, bundan sonra bu mutluluk genelde çok kısa sürer, çünkü alınacak cevap neredeyse bellidir (kısaca: olmaz) ve ne yazık ki çoğu zaman o haklıdır;
- ben sana karşı bir şey hissetmiyorum,
- yeni bir ilişkiye hazır değilim,
- olmaz
- eski sevgilime köpek gibi aşığım..