*denize baktığın her an
*cemal süreya ve diğer şairleri okudugun her an
*huzurlu oldugun her an,aşırı mutluluk gerekmez..
*sevgi ile dolup taştığın her an
*önemsediğini ve sevildiğini fark ettiğin her an
*için rahat olduğu her an..
- fotoğraf makinesinin denklanşörüne bastığında çıkan o sesi duyduğum andır.
- film çekiminden o "kayıt" diye bağırdığın andır.
- kitap ve kahveni alıp köşene çekildiğin andır.
- birkaç dostunla toplanıp tartışma ortamı oluşturarak birbirlerine bir şeyler anlatıp tartıştığın ortamdır.
- sinema salonunda ışıkların karardığı andır. (film izlemek tek amaç)
aklıma getirince ailevi durumların ağır bastıgı anlar,yılların uzak kalışlarıdır belki,belki babamın isviçreden gelişidir ,belki bayrama dönen o anlar bayram günü bile ailemin yanına gidememenin hüznü,belki bir iki kadeh atmalı.
pazar günü sabahı birden uyanıp, "saat 9 olmuş işe geç kaldım." diyerek yataktan fırladıktan sonra pazar olduğunu farkettiğin an.
o, nasıl bir rahatlamadır. nirvanaya ulaşmak gibi.
düşüp bir yerinizi acıttığınızda annenizin "uff öpeyimde geçsin" dediği ve öptüğünde acının geçtiği andır.
hasta olduğunuzda annenizin o çorbayı kaşığa üfleyerek soğuttuğu ve size içirdiği andır.
okula başladığınız ilk gün "yaa sende gitme anne" dediğinizde annenizden olur yanıtını aldığınız, ve koca gün boyunca her camdan baktığınızda onu bahçede gördüğünüz andır.
babanızın elinden tutarak erkek erkeğe gezmeye gittiğiniz, "bak bunları annene anlatmak yok hee" dediğinde aynı anda karşılıklı göz kırptığınız andır.
annenizle gönül meselelerinizi paylaştığınız ve onun hiç bir şeye değişilmeyen terapisiyle rahatladığınız andır.
en sevdiğinizle nikah masasına oturduğunuz andır.
en sevdiğinizle kendi evinizde ilk kahvaltınızı yaptığınız andır.
en büyük kavganızın ardından sevdiğinizin barışmak için yanınıza sokulduğu andır.
baba olacağınızı öğrendiğiniz andır.
hemşirenin çocuğunuzu kucağınıza ilk verdiği andır.
çocuğunuzun bilinçli olarak ilk defa gözünüzün içine içine baktığı andır.
-gözleri görmeyen birine karşıdan karşıya geçerken göz olmak.
-konuşamayan birine tercüme olmak,
-ellerinizin annenizin saçına tarak olması.*
-ölüme saniyeler kala hayatta kaldığınıza şükrettiğiniz o an.
-bir bebeğin sizin bedeninizden beslendiği o an.*
ama en güzeli ne biliyor musun ? hani böyle deli gibi sıkışıyorsun ya, eve kendini zor atıp tuvalete koşuyorsun. nerdeyse yarım litre işiyorsun ya işte o an lan. *
aile dışında ve sevgililik aşk durumları haricinde en güzel anlardır.
kendi aracınla uygun bir yolda 200 km hız da seyir halinde ve istediğin sevdiğin bir şarkının çalıyor olması ve çok az çarpmayacak kadar viski almış olmandır.