takımın kesin gol bulması gerekiyor ve son dakikalara doğru gidiyor zaman.herkes sana bakıyor birşeyler yapmanı bekliyor. orta saha da bir bakıyorsun top ayağına gelmiş. bir kişiyi geçiyorsun diğeri geliyor tam onu da geçerken yiyorsun tekmeyi yerle bir oluyorsun. hakem tereddüt ediyor ama çalıyor düdüğü ve veriyor frikiği. ayağının acısıyla geçiyorsun topun başına. yaklaşık 25 metre. herkes sana bakıyor sen kaleye ve topa bir vuruyorsun kaleci hareket bile etmiyor. ve tüm takım üzerine atlıyor. taraftar cıldırıyor. ve işte tam bu nokta da farklı bir ses geliyor: -hadi uyan kahvaltı hazır. sıcacık yataktan ve sevgiyle hazırlanmış bir kahvaltıya giderken rüyanın gerçek olmasını ümit ediyorsun.
doğum hastenesinde bir o yana bir bu yana gidip duruyorsun. ne yapacağını da bilemez haldesin ebe geliyor yanına ve şöyle söylüyor: sağlıklı bir bebeğiniz oldu, baba oldunuz.(ümit ediyoruz çok uzak olmasına rağmen).
kardeşlerinizle çorap topla evin içinde maç yapmak...
annenizin saçlarınızı taraması*
sizin farkında olduğunuzu bilmeden sizi uzun uzuun seyreden aşık olduğunuz şahıs...nefes bile almaya korkarsınız o an bozulmasın diye..
idrar torbasının patlamasına ramak kala işemekten tutun da, beşiktaş ımın kadıköyde kalecisiz 4 attığı maça kadar sayılabilecek bilumum güzel anlardır.
en güzel an tabiki dogdugun andır. şimdii okuyan zönk diye kalacak ne demek istedigimi düşünecek hatta beyni error verecek. bunları yaşamamanız için hemen açıklayım 513 entry de girilenlerin hepsi dogmasaydınız bu anlarda olmayacaktı. yani en güzel an dogdugun andır. dogasın ki bu anları yaşayabilesin degil mi.
üniversite sınavından çıktığın an.
sevgilinin omzunda uyuyakaldığın an.
ailenle birlikte yolculuk yaptğın an.
aylar sonra arkadaşlarını gördüğünde sarıldığın an.
eve yorgun ve bitkin bir şekilde geldiğinde mutfaktan en sevdiğin yemeğin kokusunun geldiği an.
üniversite sınavından çıktıktan sonra ilk dakikaları yaşadığınız an.
sevgilinin omzunda uyuyakaldığınız an.
ailenizle beraber yolculuk yaptığınız anlar.
eve aç,yorgun ve bitkin bir halde geldiğinizde mutfaktan en sevdiğiniz yemeğin kokusunu aldığınız an.
aylar sonra arkadaşlarınızla karşılaştığınızda birbirinize sarıldığınız an.
canınızın sıkkın olduğu bir anda radyoda en sevdiğiniz şarkının çıktığı an.
evde yalnızsındır ve bir kap yemek yoktur. hava da kapalıdır. televizyonda çizgifilm vardır. canın çok sıkılmıştır ve de açsındır. ekmeğine nutella sürüp ağzına burnuna bulaştırarak yediğin o an varya..işte en güzel anlardan biri odur.