sıradan bir günde size gayet kolay görünen bir eylemi, karşıdan karşıya geçme eylemini yapacağınız sırada yanınızda beliriveren bir minik sesin "abla beni de geçirir misin?" diyerek o küçük elleriyle elinizi tutması ve size ihtiyacı olduğunu hissettirmesi ile elini sımsıkı tutup onu karşıya geçirdikten sonra yüzünde gördüğünüz o en gerçek en saf en yalansız gülümsemedir.
tuttuğun takımın ihtiyacı olan golü attıktan sonra, gooool diye bağırmak. ama o saygıdeğer * hakem ofsaytı verince, işte o an, anlık mutluluk olarak kayıtlara geçer.
tv de spongebob yakalamak,
dizilerdeki sevenlerin kavuşması,
var mısın yok musunda birine 500.000ytl çıkması,
anne yemekleri,
tatil başlangıcı....bunların verdiği mutluluğa paha biçilemez..
bir gün hoca matematik yazılılarının sonuçlarını okuyordu, fidelio dedi. her zaman ki gibi umutsuzlukla ayağa kalktım, 70 dedi. bütün sınıf ve ben dumur olduk. hocada hatasını anlamış olacak ki, gözlüklerini taktı, kafasını kağıda gömdü, pardon evladım dedi, 7 yani 0,7 dedi . tamam anladık hocam, o kadar matematiğimiz var heralde dedik .. hiç belli olmuyor evladım dedi. sonra bütün sınıf normale döndük.
tam "heehhh! iste bitti" denilen fakat bir anda mantiksal hatasi oldugu hakkinda supheye dusulen kodun derlenip calistirildiginda istenilen sonucu verdigini gormek. evin icinde tur attiriyor hem de ne diyorsun. *