(bkz: browni intense)
duştan çıktıktan sonra yatağa uzanıp günün yorgunluğunu atmaya başladığın ilk an.
parmaklarını çıtlatmak.
saatlerce bilgisayar başında oturduktan sonra yorulan gözlerini kapatıp ağrıyan sırtını yatağa attığın an.
-sevgilinin birdenbire dudaklarınıza kondurduğu bir öpücük.
-sevgilinin elinde bir hediyeyle karşınıza çıkması.
-hiç tanımadığınız yaşlı birinin size selam vermesi.
-yeni tanıştığınız insanların sizinle kaynaştıklarını anlayacağınız küçük sırlar vermeleri.
fenevlilerin şampiyon olduklarını sanıp timsah yürüyüşü yapmalarını izlemek sonra da ağlamalarını. ama yok yok anlık mutluluk olmamalı bu, yılın sazanlığına en az bir yıl gülünmeli. *
sıçtın mavisin de balkondan aşagıya ayaklarını sarkıtıp,parmak uçlarında hafifden rüzgarı hissederken gazı kaçmış buz gibi koladan alınan bi kaç yudum..anlıktır ama her yapılışta insanı mutlu etme ihtimali yüksektir.
Tuvalete rahat bir şekilde,koşturmadan,içtikten sonra sıkışmadan,orayı burayı tutmadan,sıra beklemeden,biri duyacak,işitecek,kapıda sıra bekleyen korkusu olmadan bu deneyimi yaşamanın anlık verdiği mutluluk,gözdem oldu bu sabah.
binbir zahmetle çıkartmalarını biriktirdiğiniz, çevrenizdekilerden gelen "napcan bunu götüne mi sokcan?" sorularına inat tamamlamak için uğraştığınız 2010 güney afrika dünya kupası çıkartma albümü ile maç izlemektir. anlık da değil 90 dakikalık zevktir bu. spikerin söylediği bir şeyi çıkartma albümünden bulabilirsiniz. "hede hödö, hede yaşında" dediğinde albümden bir kontrol edersiniz. beğendiğiniz futbolcuya bakıp "hangi takımdaymış lan?" sorusunun cevabını bulabilir, komik tipli ağbileri maç sırasında sahada arayabilirsiniz.
en güzeli, maç sonuçlarını yazıp, ilerleyen günlerde bakarak daha turnuva bitmeden nostaljiye başlayabilirsiniz. çok güzel lan.