sağda solda parkların köşelerinde sevişen hatta çocuk yapan gençlik. bugün çarşıya giderken gördüm dudak dudağa park köşesinde sevişiyorlardı. nasıl bi hayvan embesil nesil yetiştiğini anlayamıyorum. utanıyorum sözlük.
1-Daha anasının koyduğu ad ile duran ama havasından yanından geçilmeyen insanlar.
2-Samimiyetsiz, sadece vakit geçirmek için kurulan arkadaşlıklar.
3-sadece kendini düşünecek kadar bencil olmak
4-seviyesiz muhabbetler.
...
Çeyiz. Haberim yokken annemle babam hazır indirim var, illaki alınacak diye düşünerek benim için bilmem kaç parçalık yemek seti, tava, tencere, tost makinesi, çaycı, yatak örtüsü takımları, bornoz takımları falan almışlar. Arada yazmadıklarım da olabilir. Bundan benim yeni haberim oldu. Şubeye gitmem lazımmış seçmek için. Bunların nesini seçeceğim zaten her rengi aynı işlevi görüyor. Anneme "benim yerime sen seç en sadelerinden, hatta tabaklar düz beyaz desensiz olsun." Dedim. Çünkü desenli desem gidip en abartılısını seçebilir. Kabul etmedi tabii. illa ben gidecekmişim kendim seçecekmişim hem dümdüz almamalıymışım öyle kız mı olunurmuş. Hayır ortada evlilik de yok. Niyeyse bir türlü gidesim gelmiyor. Gidip öyle bir seçim yapmak suratıma büyüdüğümü çarpacak. Biliyorum sırf bu yüzden bu kadar uzatiyorum. Çok saçma ya. Benim daha yaşım kaç ki çeyiz takımı seçeceğim... bana sormadan niye böyle şeyler yapıyorsunuz yahu.
Bugün buna sinirlendim birazcık, bir başlığa yazmam gerekiyordu. Buraya nasipmiş.
Edit: gittim her şeyi seçtim bugün. Ne çok çeşit varmış! Her şeyin en sadesini seçtiğim için pişman değilim.
Mutluyken, bir anda dünyam başıma yıkılmış gibi mutsuz olmam. Ya da tam tersi mutsuzken, bir şarkının ilk 10 saniyesi ile dünyanın en mutlu adamına dönüşmem.
+insanın bir şeyi çok isteyip elde edince ondan sıkılması
+elde olanın değeri bilinmeyip elden gidince kıymete binmesi
+muhteşem bir zeka gereği tüm insanlık cennet hayatı yaşayabilecekken dünyayı yaşanması zor bir hale getirmesi
+şarkılardaki büyü
+şiirlerdeki büyü
+ressamlar o resimleri nasıl çiziyor
+sineğin davranışları
+bir iktidarın halkını sikmesine rağmen ona tapması.
Gece gündüz deli gibi çalışıp, iyi para kazanan fakat kazandığı paraya kıyıp beş kuruş harcamayan insanlara anlam veremiyorum.
Gezip görmedikten, okuyup öğrenmedikten, yiyip içmedikten sonra yaşadığın hayatın ne anlamı var?
Kazandığı her kuruşu harcasın demiyorum, tabiki birikim yapsın da, şu ölümlü dünya cebinde akrep taşımanın mantığı nedir?