her akşam kapıyı sizi seven eşinizin gülümseyerek açması
gittiğiniz bir cafede karşı masada oturan güleryüzlü,temiz pak giyinen gencin tekerlikli sandalyeye mahkum olmasına rağmen etrafına saçtığı pozitif elektrikten nasiplenmek,halinize şükretmek
en zor anınızda kardeşinizden gelen'abi seni seviyoruz,hiçbirşeyi kafana takma'mesajı
- nefes alıyorsun ve her zamanki gibi ailen yanında!
- içinde bir can taşıyorsundur, yani senden bir parça ve o çok sağlıklı.
- başarılısındır ve sevdiğin işi yapıyorsundur.
- insanların yüzlerini güldürebiliyor, onlara umut olabiliyorsundur.
- yüzleri güldürecek, yararlı bir şeye imza atmışındır, faydan olmuştur. (okul yaptırmak)
- çok uğraşıpta alamadığın ve önemi olan bir şeyi almışsındır.
- sevilene ulaşmak, senin 'o', onun da 'sen' olması, birlikte 'biz' olmanızdır.
.
.
-asansörün sizin bineceğiniz katta olması.
-yarım saat ekleyeceğinizi düşündüğünüz otobüsün sizin hemen ardınızdan gelmesi.
-madeni para bulmak.*
-canınız sıkkınken açtığınız buzdolabında yenmemiş bir kase puding görmek.
-alakasız bir mekanda en sevdiğiniz şarkının çıkması.
-yağmurlu geçen bir haftanın ardından güneşin akşama doğru az da olsa doğduğunu görmek.
Okumak için gittiğim Bakü'den 2 sene sonra kesin dönüş yaparken, THY uçağına binerken hosteslerin uçağın girişinde Milliyet, Hürriyet, Cumhuriyet, Posta gazeterini göstererek 'Gazete almaz mıydınız?' diye sorması üzerine,2 sene boyunca kendimi kasıp kimseye söyleyemediğim 'artık beni memleketime götürün nolur' cümlesinin gözyaşlarıyla içimden fışkırmasıdır.