kuzenim afyon'un salar ilçesinde ilkokul öğretmeni. bu gün bana telefon açtı ve anlattı; sınıf öğretmenliğini yaptığı 2. sınıf öğrencisi mehmet, bisikletini 6 liraya hurdacıya satıp o parayı da soma'ya gönderir. bu olay okuldaki tüm öğretmenleri derinden etkiler ve mehmet'e yeni bir bisiklet almak için para toplamaya başlarlar...
para bu gün itibariyle toplanmış, yarın mehmet'e bisiklet almak için piyasa araştırmasına çıkacağız.
beni seven insanlar varmış, ben farkında değilmişim. misal spor salonunun kantincisi bile severmiş beni. çıkar ilişkisi yok sende o yüzden seviyorum seni dedi dün. o kadar mutlu etti ki beni helal olsun sana be dedim.
şiddet olaylarını yapanlar hariç hala düşünen, sorgulayan, tepesindeki faşist ve konuşturmayan iktidara, biat eden, kabullenen yüzde elliye rağmen eyleme geçebilen insanların varlığı benim umudum. iyi ki varlar.
. fakirsen bile şu an karnın tok ise,
borcun olduğu halde halen saygı görüyorsan,
cep telefonuna gsm operatörü dışında, özel günlerde bile olsa sms atan varsa,
sabah uyandığın da kurumuş damağını, kendi çabanla bir bardak ılık su ile ıslatabiliyorsan,
vapurda otururken bir damla tuzlu su suratına çarpıyorsa,
yolda yürürken gördüğün gölgen dimdik ayakta ise,
yediğin bir lokma ekmeği tatlandıracak bir kaşık çorban varsa,
yalnızım dediğin zaman bile evde birilerinin ayak seslerini duyuyorsan,
kafese uzattığın parmağını hala mıncıklayan bir kuşun varsa,
akvaryum da ki balıklarına yem attığın zaman huzur buluyorsan,
sevdiklerin senin geçtiğin yollardan geçerken uyarabiliyor, önerilerde bulunabiliyorsan,
önüne düşen topu çocuklara özel bir hareketle ulaştırabilip, hayranlıklarını kazanabiliyorsan,
taksici ile yolda siyaset, spor; öğretmen ile bilim, oss, okullar, felsefe; doktor ile sağlık, yaşam, doğa, mali müşavir ile para, vergi, ekonomi; bankacı ile borsa, yatırım, döviz; büyükanne ile geçmişi, örfü, adeti, kurtuluş savaşını, atatürk'ü konuşabiliyorsan.
şu an da internet başında içinden gelenleri buraya yazabiliyorsan,
hala kimliğinde tc kimlik no yazıyorsa, hala hayata dair bir takım ümitleriniz var demektir.
ortaköyde gittiğiniz bir mekanda boş yer bulamayıp tam geri dönecekken, fularlı kasketli entel bir amcanın gülümseyerek size yerini vermesi.
Hızla giden otobüsün açık penceresinden içeri süzülen sonbahar yaprakları.
sokak hayvanları için soğuğa karşı dayanıklı, el yapımı yuvaların, temiz su ve mama dolu kapların mahallenizin çeşitli köşelerinde belirmesi.
Kış akşamları bir zamanlar okuduğunuz ilkokulun çıkışına rastgelmek ve öğrencilerin kararan havada evlerine gidişlerini izlemek.
Peşine takılıp miyavlayan kediye "ne istiyorsun evladım, hadi geri dön çocuğum. Geri dön ulan!" diyen ama dayanamayıp evinden getirdiği yemek artıklarını kedinin önüne bırakan dedeyle aynı mahallede yaşamak.
doğduktan sonra öyle hemen ölmüyorsun. yaşarsın baya. ama sen türkiyede doğduysan sakın maden işçisi olma, onlar hemen ölüyor. türkiyedeysen eğersen komple işçi olma , iş güvenliği pek yok. bir öküz bile sigortalıyken senin sigortanı yapmazlar. hayvan kadar değerin olmaz yani. o zaman hem ölürsün hem de iş verenin sana sigorta yapmadığı için ceza öder, arkandan söver. işsiz de olma türkiyede, gerçi görünen o ki sen de işsiz olacaksın. ama en azından sokaklara çıkma. çünkü türkiyede sokaklar bütçesi milyon tl lik olan ama bir logar kapağı ya da kazı çalışmasını uyaran bir levha bile alamayan belediyelerle dolu. düşüverirsin yine ölürsün. benden söylemesi...