Hüzün makamından
şarkılar söylüyor şimdi
sevgi ve umut sözcüklerini
çoktan unutan dudaklarım
ihaneti tüm çıplaklığıyla görmenin
şokunu yaşıyor
bütün muhafazakar bakışlarında gözlerim
aldattın beni hayat
Arabesk bir parçanın
en damar yerinde
ağlayan nağmeler gibi
ağlıyor düşüncelerim
liriklerim hep karamsar çalıyor
ağlattın beni hayat
En dipsiz kuyulardan
daha dipsiz ve karanlık yüreğim
içime düşen hiç bir aşk
ve hiç bir sevda
bir daha aydınlıkla buluşamıyor.
kararttın beni hayat
Malzemeden çalınmış
dışı şatavatlı
inşaatlara döndürdün beni
dışardan hep güzel görünüyorum
ama en ufak sartıntıda
yerle bir oluyorum
çökerttin beni hayat.
hayat,yaşam iki farklı kelime iki aynı anlam.uzun gibi görünse de cogu zaman hemen gecen süreç,bi bakmışsın göçme vaktin gelmiş ve son nefesini veriyorsun.önemli olan arkanda pişmanlıklar bırakmamak önemli olan arkanda üzdüğün acıttığın insanlar bırakmamak.nasıl yaşarsan yaşa ne yaparsan yap acıtma,incitme kimseyi.
birbirini sevmeyen fakat bir arada yaşamak zorunda olan iki insan gibiyiz seninle, ne zaman gitmek istesem yanından yine sen tutuyorsun ellerimden gitme diye...
Gezinen bir gölgedir hayat, gariban bir aktör
sahnede bir ileri, bir geri saatini doldurur
ve sonra duyulmaz olur sesi, bir masaldır
gürültücü bir salağın anlattığı
ki yoktur hiç bir anlamı.
Döndüm çevremde baktım her dönüşte değişen suretlere...
Hiç biri bana benzemiyordu...
Hani 360 derece dönünce aynı noktaya gelinir ya ben dönüyorum ama aynı suretler karşılamıyor beni...
Bir yerlere ya çok geç kalıyorum ya da çok erken gidiyorum hep...
Zamanlama sorunu sanırım hayatım baştan başa...
kalıplaşmış ve saptırılmış değerlerin şekillendirdiği, insanı her gün yeni bir sendroma ya da krize sokmayı amaçlayan, küçük mutluluklara değer veren ve sabır gösterenin, tüm tatsızlığına ve durağanlığına rağmen yürüyebileceği uzun yol.
sürekli kendinize bir şeyler kattığınızı düşündüğünüz aslında sürekli sizden bir şeylerin koptuğu ve farklı şekiller aldığımız bir süreç. bir şey katmıyor kısaca, fazlalıkları alıyor, siz fazla görmeseniz dahi, bir şekilde alıyor..
sadece "bir varmış bir yokmuş" tan ibaret olan süreç. oysa masallara giriş cümlesi sanırdık hep bunu. belki de içten içe hayatın felsefesini kazımak istemişlerdi beyinlerimize, kimbilir...
bugün olan her şey belki yarın olmayacak. belki ben de olmayacağım yarın; ya da olan biten her şey eksik kalmış olacak. dün vardın; şimdi yoksun...
bir zamanlar uğruna mücadele ettiğim, insanlar, duygularım; bugün yoklar mesela. yerini almış yenileri...
hepimiz birer hancıyız bu hayatta; yolcular değişiyor... hayatın kuralı bu, kabullenmek lazım. önüne bakıp elindekileri değerlendiren insan yaşıyor; geçmişe bakıp kaybettiklerini kurtarmak isteyen her insan ise, kocaman bir denizde boğuluyor...
hepimizin hayatının tek cümlelik özeti işte bu: bir varmış, bir yokmuş...
tadını çıkartmadığın sürece kabusa dönüşebilen ve ayakta kalmak için mücadele gerektiren süreçtir. zaman zaman boş ve gereksiz hissedilirken bazen de varlığın tespit edildiği ve karşılığında şükredildiği varolma hali..