belirsiz bir takvim gibi her gün bir yaprağını alıp götürdüğümüz; acısıyla tatlısıyla hiç bitmesin, tükenmesin istediğimiz yaşantılar bütünü.
(bkz: hayat bazen)
--spoiler--
Hayat kısa gelen bir battaniye gibidir. Yukarı çekersin, ayak parmakların isyan eder.
Aşağı çekersin omuzların titrer. Ama yine de, neşeli insanlar dizlerini karınlarına çeker,
keyifli bir uyku uyumayı başarır..
--spoiler--
hiç bir zaman şahsıma şanslı davranmayan, istediklerimi, hayal ettiklerimi yapabilmem için çok büyük olanaklar isteyen(nerede ise imkansıza yakık), en fazla 2 gün mutlu edip 1 hafta fena halde bir olay çıkartarak içimde ne moral ne de yaşama sevinci bırakan çok fazla uzun sürmemesini kısa bir süre içinde bitmesini en içten kalbimle istediğim, bazılarının mükemmel bazılarının şöyle böyle bazılarının ise sabrını ciddi derece zorlayarak zor etkenler sunarak yaşatan anlamsız boşluk.
hayat kesişen yolların toplamıydı, ama biz teğet geçtik; 0'a eşitlendik.
çarpılışlarımız tanımsız, aşk etkisiz elemandı bu savaşta...
ve yeniktik hayata...
hayat bazen insafsızdır en beklemedigin en bos bulundugun anı yakalar canını yakar, bazen ise hic beklemedigin an da tekrar umutlandırır.
"hayat bu herkese adil davranmıyor" dedirtip gulmeyi ogretir her seye futursuzca.
doğumla ölüm arasındaki bilinmeyen bölge...
şeklini biraz da kendimizin belirlediği yaşanılan an...
ve son olarak bir sevgiliye hitapta kullanılabilicek en güzel sözlerden biri...
colin kazim richards yüzünden eksi oy veren sözlük yazarlarıyla aynı havayı soluduğumuz, portekiz'e 2-0 yenildiğimiz aynı maçı izlediğimiz, içinde olduğumuz şey.
o kadar çok formülü olmasına rağmen hiç kimsenın doğru sonuca ulaşamadığı tek soru. bu yüzden her sene tekrarı oynuyor insanlar. kimse gecemesin diye belki öldürücü müfredatın bir yerlerinden uzanıveriyor azrail.
Salıncakta sallanırken düşersin bazen, dizlerin, dirseklerin kanar. Kabuk bağlar, yara kabuğunu büyük bir zevkle kaldırırsın, hafif pembe bir iz kalır, o da zamanla kaybolur. Bazen tutup kaldıranlar, bazen düşmene sebep olurlar. Ölümüne mutlu olduğun anlardan, ağlamaktan ciğerinin söküldüğü anlara geçersin ışık hızıyla. Bazen yalnızlıktan bunalırsın, bazen kalabalıklar yorar. ölümlü olduğunu aklından çıkarıp sonsuz hayaller kurarsın, bazense ölmek istersin. korkmak, sevmek, haykırmak, ağlamak, küsmek ve barışmaktan yorulduğunda ise çeker gidersin.
doğarsın, büyürsün, ölürsün. gözlerin bir kamera, hayatın ise romantik komedi tadında. ağlama sesiyle açılır perde, sonra görme, işitme, dokunma ve öğrenme. toplumdan topluma değişir seni karşılama töreni. kimisi vaftiz eder, biz ise o kutlu sesi okuruz kulaklarına. küçüksün, hemde çok ufak ondan daha başlamadı ilerde sırtına bir bir yüklenecek beklentiler, sorumluluklar. büyümeyi istersin ama ne tuhaf büyükler de küçülmeyi. zaten yavaşça tanıdığında dünyayı anlayacaksın hayatından memnun olana rastlamanın zorluğunu. ama sen şimdi daha hayatın giriş kısmındasın. elinde bembeyaz bir sayfa başlık atılmış çoktan sana sormadan 'hayat' ama altına yazacakların tamamen sana ait olacak. o yüzden ufak, dikkatli yaz çünkü silme şansın olmayacak. yazdıkların çoğaldıkça üstünü karaladıkların da olacak unutma hatasız kul olmaz. aşkların olacak, sevecek, sevilecek, reddedileceksin. sabahladığın geceler olacak kötü geçen günlerin ardından. ilkleri yaşayacaksın, öylesine hızlı geçecek ki zaman doğumgününde bulacaksın kendini yaş otuzbeş yolun yarısı eder derken. bundan sonrası daha bir zordur ufak. hastaneye o kadar sık uğramaya başlarsın ki arkadaşın doktorlar, sohbetin hastalıklar olur. müziğin sesi kısılmaya başlar, hareketli şarkılarının yerini daha yavaşları alır. o hep duyacağın bizim zamanımızda ile başlayan cümleler senin ağzına dolanır. saçlar beyazlaşır, beyaz beni daha karizmatik gösteriyor diye teselli aranır. ölümden korkarmısın bilmem ufak. o bu boş sayfaya yazacaklarına bağlı biraz da.
işte ufak hoşgeldin senin için yeni bizim için ise alışılmış 'hayata'.
koca bir bosluk. koca bir yalandan ibaret. hersey bir oyun. kukla oluvermisiz haberimiz olmadan. ici havayla doldurulmus, esnek bir yapidan olusan, nereye cekersen oraya giden koca bir balon. icinde debelenmesi ne kadar zor ise patlatmasi da bir o kadar kolay. dis cepheye karsi savasin yani sira insanin icindekiyle savasmasi cok zor. yasamak cesaret ister. zayif insanlarin basaramadigi bu kabus bitsin artik.
hayat bazen hüzün verir. bazen acı bir rüzgar kırar dallarını. umutsuzca bakarsın. yüreğinle tek başına kalır düşünürsün.
hayat bazen mutluluk verir. sevdiğin ısıtır içini. bakışıyla sevdiğini anlatır.
hayat bazen incitir. ummadığın kişiler seni kırar. suçsuzsundur ama susar kalırsın o anda. gözlerin dolar.
hayat bir nehirdir. kaptırısın kendini . nereye gittiğini bilmeden.
hayat bir oyundur. rollerimizi oynarız ve son perde geldiğinde herşey bitmiştir.