kimilerinin hayatına dair oldukça iç burkan bir detay. hayat boyunca hep ıskartada kalan, tohuma kaçan, vitrindeki güneşten solmuş ceket gibi kimsenin sizi kendisi için beğenip nefsini kabartmamasıdır. bu durumu telafi etmek için "bitli baklanın bile kör alıcısı olur" deyişindeki bile sözcüğüdür işte bu kişiyi tanımlayan. keşke hayatta hiçkimse için içinde "bile" geçen cümle kurulmasa ama heyhat. birileri mutlu olurken elbet mutsuz olacak diğerleri.
eğer erkekseniz olabilir bu. kadınların kendine kur yapan erkeklerden işlerine gelen herhangi birini seçtiklerini zaten biliyoruz. yani aşk maalesef erkekler için yaratılmış boktan bir hastalıktır. baylar korkarım hayatına girdiğiniz her insana bir fayda-zarar endeksindeki yararlılığa göre seçildiniz. tanrı sims oynamaz insanlar yaşar. milyon yıldır çıkarcı, dikkatli ve seçici içgüdülerine güvenerek hayatta kaldılar. aşka değil.
Halen eski ayrılığınızın etkisinden kurtulamamış ve de bu ilişki sizin dışınızdaki etkenler yüzünden sona ermişse, size yaklaşmaya ve sizi tanımaya çalışan karşı cinsler yanınızdan kendiliğinden çekip gider zaten.
her gittiğin başka yeni bir mekanda ortalama 100 insan olsa, en az 1 kişinin seni çekici bulması gerekir. hiçkimsenin sana aşık olmaması imkansıza yakındır. hiçbir irtibat bağlantı olmadığı için kimin kimi sevdiğini tabii ki de bilemezsin. herkesin güzellik anlayışı farklı çünkü.
