anlamını sikeyim afedersin. yok işte hayatın anlamı. yaşamak güdümüzü tatmin ediyoruz her birimiz elimizden geldiğince ve buna devam ederken detaylardan zevk alıyoruz sadece.
herkes bir şey adıyor yaşamaya "işte anlamı budur" adına. aşkı seven aşık olup yarın uyanmak için sevgilinin gözlerini bahane ediyor, kumarbaz olan o muhteşem eli bekliyor, ayyaş olan "yarın daha çok içeceğim" diyor, bir kenar mahallede pezevenk daha çok kadın satabilmeyi düşlüyor, hiçbir bok olamamış adam çocuk yapıyor, ömründe yarım kalmış her şeyini o çocuğun başarmasını bekliyor, bunları bile beceremeyen adam "bu dünya yanılgı zaten, bunlar yanarken ben cennettin ırmaklarında yüzüyor olucam" diyor, tanrısına veriyor o olmayan yaşamını severek.
ne anlamı? her birimiz ayrı bir anlamıyız işte yaşamın. bir de isim mi bulalım buna şimdi sevgilisine "biz şimdi neyiz" diyen genç kız misali. bence benim hayatımın anlamı; içtiğim her bira, kazandığım her kumar, sevdiğim her şiir, seviştiğim her kadınla birlikte. ben olmasam var ya, sikeyim böyle hayatı afedersin.
ararken uğruna ölünen şey. her insanın kendine hayattan bir anlam çıkarma çabası ve çabalarının sonucunda mutlak bir cevap bulamadan ölmesi gibi dramatik bir olgunun var olma sebebi. hayatın anlamı... kim kaybetmiş de biz bulalım?*
ağzınızın tadını bir sabah diş macunu ya da wafer master değiştiremeyecek. o akşam kendinize dikkat etmenize de gerek kalmayacak. çalın sokak çalgıcıları, sen de oyna esmeralda! oyna ki phoebus ortam görsün. ve sen, quasimodo'nun sırtındaki en güzel kambursun. kadehini hepimiz için kaldır frollo. ya da dur, aramızda içmeyenler olabilir, boşa girmesinler günaha.