Alın size hayatın anlamını mutlu olmakta arayanlar.
'Her varlık kendisi ne için varsa onu tam, mükemmel yaptığında mutlu olur.' Farabi'ye mutluluk nedir? sorusunu yönelttiğimizde bu cevabı alırız. Bu ilke insan içinde geçerlidir. Farabi'ye göre, insanlardan öyleleri vardır ki kendisinin tamamıyla bitki olduğunu düşünür/ kendisini bitki olarak algılar. Çünkü onlar sadece beslenme, büyüme ve üreme özelliklerine yatırım yaparlar. Buna yatırım yapması demek, insanın bitkisel düzeyde yaşaması anlamına gelir. Onun için bu insanların mutlu olması Farabi'ye göre mümkün değildir, eğer düşünme insanı insan yapan şeyse bu durumda insan için mutluluk düşünmenin gerçekleşmesiyle olacaktır. Her ne ki kendi kendisini gerçekleştirme yolunda yaptığı her şey ve onu gerçekleştirdiği an mutlu olacaktır. (bkz: hayatın anlamı yemede içmede değil canım)
"Hiç kimse kendinden fazlasını göremez. Herkes başkasında, kendisi olabildiği kadarını görür, çünkü onu ancak kendi zekası ölçüsünde anlayabilir. Bu zeka düşük türden ise, tüm zihinsel yetenekler, en büyükleri bile, onun üzerinde etkide bulunamayacaklar ve o da bu yeteneklerin sahibini algılayamayacak, sadece onun bireyselliğindeki en düşük olanları, kendisiyle ortak olan zayıflıkları, mizaç ve karakter eksikliklerini algılayacaktır."
*sevdiğin işi yapmak ve onda en ileriye gitmek. (işin manevi boyutu daha mühim olmalı)
bu benim için öğretmenlik. Bu ülkede fazlalığı ifade etse de... saygısı, kutsallığı yok edilmeye çalışılsa da. atanan ama vizyonsuz -aralarında sapık bile var- olmaktan kurtulamayan sözde öğretmenler de bu katliama dahil.
*sevdiklerinle -eğer gerçekten varsa- hayatın anlamını yakalamak. Sana bir şeyler katan ve senin bir şeyler katabildiğin insanlarla değerli zamanını geçirmek.
Hayatı anlamaya çalışan insanlar uzun yıllar önce önemli tezler ortaya atmış ve bu gün o düşünceler etrafında insanlar toplaşıp bunu ıspatlamanın derdine düşmüştür.
Oysa o düşünürlerden sonra hiç filozof/düşünür ortaya çıkmamıştır.
O halde hayatn anlamını bulmaya çalışan insanların nesli tükenmiş, fosil olmuş insanların tezleri ile yaşamaya çalışan mukallitler türemiştir.
Hayatı çözmek için uğraşmak, düşünmekten geçer, düşünüyorum yıllardır, biriktirdiğim makalelerim de var ama hayatın anlamını çözemedim malesef.
Yaratılışa inanıyorum ve geçici bir dünyadan kalıcı bir hayata geçeceğimize de inanıyorum.
insanlar kendileri oluşturur hayatlarının anlamını. Dinleri, kültürleri, dusunce yapılarına göre.
Benim icin bu hayatın bi anlamı yok ve hakkında tartışmak bile saçma.
Neden buradayiz sorusuna cevaben; milyonlarca yıl önce su ve topraktaki kimyasalların tepkimesi sonucu ilk canlılar oluştu, kendini kopyalamaya başladı, biz de bu kopyalamanin bi parcasiyiz ve tek amacımız kopyalamak, uremek. Fazlası değil. Fazlasını bizler yaratıyoruz. insan "anlam katan"dır.
Hayatın anlamı yüzyıllardır farklı kesimler tarafından tartışılsada, kaç kitap, kaç makale yazıldıysada, inananlar için Kur'an-ı Kerimde bulunuyor. Rahman Zâriyât Suresi 56. ayetinde şöyle buyurmuştur: ,,Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.'' Ötesi yoktur tam olarak budur hayatın anlamı. Hayat nefis ile mücadeledir Hakka giden yolda. Hayat bir imtihan ve gerçek hayata hazırlıktır.
hayatın insan için anlamı; tüm hayat boyunca hayatın anlamını sorgulamak,hiçbir sonuç alınamasa da yaşamaya devam etmek,yaşlanmak ve de sonunda ölmektir.