Tam da şuandır. Mesajlar kutumu yokladım. Geçmişe gittim. Ne zamanlar geçirmişim neleri düşünmüşüm kimlerle konuşmuşum kimlerin boktan dertlerine yorum yapmışım. Gitmişim,gelmişim, sövmüşüm ,gülmüşüm, üzülmüşüm, aşık olmuşum söylememişim. Şimdi ise büyüdüm sanırım garipleşiyor her şey. Ama içimdeki pisliği kaybetmemek dileği ile yaşıyorum. O bana lazım bir müddet daha çünkü.
10-11 yaşlarındaki çocuktan "yanlış anlama abi dilenci değilim ama paraya ihtiyacım var içeride mendil satmama izin verir misin?"sözleri duyulduğunda hissedilir.
Az önce facebook ta kim ne yapmış diye gezengiller moduna girip bakındım. Bugün doğum günü olan arkadaş, 5 farklı yerde pasta ile poz vermiş. Ulan benimki yaklaşıyor ama eminim ki yine bir popkek kesen bile olmayacak. her yıl olduğu gibi bu yıl da kendime künefe ısmarlayacağım. iyi ki doğdum ben!
Aşk sevgi hikaye. Ben doğmadan önce durumları çok kötüymüş. Bir gün abimle bakkala girmişler. Bilirsiniz şu yirmi beş kuruşluk kekleri. Abim onlardan istemiş annem alamamış. Geçen otururken annem anlattı gözleri dolu dolu olmuş bir şekilde. "içime çok oturmuştu o yirmi beş kuruşluk keki alamamak" dedi. Hayatın acımasız olduğunu ozaman anladım.
insanların çoğunun güvenilmez kötü ve bencil olduklarini anladigin zaman kavrarsin dost. inanma öyle herkese güvenme. iyilerde var elbet dünyaya da sirtini dönme.
Haketmeyen insanların Benden çok daha iyi durumda olduğunu görünce Hayatın bana haksızlık ettiğini düşünürken benden çok daha kötü durumda olanların aklıma gelmesi.
Bazen insan o kadar tatsız şeyler yaşarki artık hiçbişeyin eskisi gibi olmayacagını anladıgında hayatın mahvoldugunu bittigini zanneder oysaki hayat sadece onun için bitmiştir diger herkes hayatına mutlu şekilde devam ediyo olur ve işte bunun farkına vardıgında asıl o zaman hisseder acıların en büyügünü.