Uzanmisim yatağa, çocuklar ve torunlar etrafa toplanmış, bütün malı mülkü paylastirmisim, herkes hadi ölsün artik deme noktasına gelmiş ama ben hala engin hayat tecrübenin neticesi olan özlü sözlerle biktiriyorum. Hayal ettigim ölüm şekli bu diyecekken vazgectim, ölmüyorum ulan!
Ağaçların yaprakları yere dökülmüş ve her yeri yemyeşil yapmış. Rahat ve özgürüm hayallere dalmış bir şekilde gök yüzünü seyrediyorum.
Ardından ölüyorum, yavaş yavaş ölüyorum.
Ölüm anı denilince aklıma, döşekte yatıp ruhunu teslim etmeye hazır bir bedenin çevresini saran insanlar geliyor.
Ama öyle olmuyor işte. Saniyeler sonrasının garantisi yokken ölümün nasıl olacağını hayal etmek oldukça saçma ama başıma geleceğinden korktuğum ölüm şekli suda boğulmak.
Küçükken civcivimi suda boğarak öldürmüştüm. Karıncaları sular altında bırakmıştım.. Hatta şimdilerde bile banyo ve tuvalette böcek gördüğüm an suyla etkisiz hale getirir, bir giderden gitmesini izlerim. Bu hayvancıklara yaşattıklarımı yaşayacak olmamın endişesi var.
istemsizce küfür ettim bacım kusra bakmazsın umarım. inşallah yaşattıklarını yaşamazsın ama bundan sonra da öyle yapmazsın umarım. senin ben insanlığına tüküreyim.
hayal edecek hal bırakmadıklarından şimdi bahsedemeyeceğim ölüm şeklidir.