ac karinla oynanmamasi gereken, kim ne derse desin insani az biraz paranoyak yapan (ornek: acaba kac dakika kaldi pastamin pismesine...) ciftlik oyunudur.
hayatta hamburger filan canim cekmezken sirf bu oyun yuzunden gittim hamburger yedim.
ilk gunler yaptigim islere odaklanamiyordum bu oyun yuzunden. neyse ki tiryakisi oldum ve bunyem alisti.
sevgilimleyim ve en fazla 1 saat sonra 2 ayligina ayrilacagiz. internetini acmasini rica ettim. neyse acti ve baglandim ipad ile. sordu, ne oldu acil bisi mi var, diye.
"ineklerime yem vermem gerekiyor" dedim. boyle de bi oyun iste...
güzel bir oyun evet fakat bu oyuna bağımlı olmadığımı kendime kanıtlamak için bir gün oyuna girmeyeyim dememle bana çiftliğindeki hayvanlar seni özlüyor bildirimini yollamış. ben yokken ineklerimin sütleri gelmiş, koyunlarım yumak olmuş, tavuklarım... neyse ben bir bakayım şunlara denilebilen oyundur.
zaten bulması çok zor olan ahşap levhayı 75 altına aldığım için deli gibi sevindiğim oyun.
pazarda girip daha levhanın satılmamış olduğunu gördüğüm zaman ile satın almak için dokunduğum zaman arasında geçen bir salisede kalp atışlarımın tavan yaptığı bağımlılık yapan oyundur. 43 seviyeyim, herşeyi yoluna koydum ama o tom yok mu o tom, kapitalizmin kölesi olmuş resmen allahsız, bir günde maksimum 12 defa çalışıyorsun zaten; bir günlük çalışma için 15 elmas nedir ya? tarlanın her yeri kurumuş ağaç çalı çırpı dolduğu için bugün içim gide gide işe aldım bu bacaksızı, aldığını yiyemesin, iki yakası bir araya gelmesin, ıslak tuvalet terliğine çorapla bassın başkada bişey demiyorum.
Mantığı anlaşıldıkdan sonra keyif vermeyen oyun dur. Birinin size; farklı sürelere ayarlı onlarca geri sayım cihazı verdiğini ve bu zamanlayıcılar her sıfıra ulaştığında, ne kadar düzenli tekrar kurarsanız size daha fazla geri sayım cihazı vererek işinizi daha da zorlaştıracağını söylediğini düşünün. Çeşitli sürelere ayarlı geri sayım cihazlarına tavuk, yumurta, buğday vb. doğadan görseller yerleştirilmiş bir kronometre oyunundan başka bir şey değildir aslında.
oynanılabilirliği çok yüksek çiftlik oyunu. telefondan pek simulasyon oyunu oynayan biri değildim fakat bununla tanışınca ciddi manada sardı lan. 10. seviyeden sonra hatta 30 dan sonra daha zevkli oluyor oyun. en başlarda aaa pfff diyip bırakmayın yani.
bağımlılık yapan oyundur. fakat geçenlerde arkadaşa "hacı hay day oynuyon mu?" şeklinde sorduğum soruya kulak misafiri olan garson kız, kıs kıs güldü yüzüme baka baka. sebebini hala çözemedim.
gerçek hayatta yüzüne bakmayacağım kalasların peşinden gider oldum. her şey tamam güzel ama depo yükseltme adı altında insana tecavüz eden oyun. oynarken terlediğim oluyor istediğim malı bulayım diye.
bir çeşit; çiftlik köy ticaret
benim içinse huzur oyunu. gerçekten bu oyun beni çok deli sarmış durumda, hayvanlarıma karşı sorumluluk falan hissetmeye, wc'de tarla sürmeye, pastırma toplamaya falan başladım. biri sorsa 5 yıl sonra ne olmak istersin diye, hay day'de bir mahallem olsun istiyorum falan diyebilirim o derece değişik bir moddayım sözlük.
her şeyide acayip ucuza satarım ilgilenen varsa yaksın mesaj kutusunu..
çevrimiçi çiftçilik simülatör oyunu. clash of clans'ın yapımcısı supercell tarafından yapılmıştır. 39'uncu seviyedeyim. Game Center'dan falan ekleyebilirsiniz, mahalle arkadaşı oluruz. Rumuzum MrSalik. Sizi seviyorum.
bağımlılık yapan oyun. üretim süreleri kısa olduğu için önce şunu yapıyım çıkıcam diyosunuz sonra aa dur bu da bitecekmiş diyosunuz yine oynuyosunuz ve bu böyle saatlerce sürüyor.
taktiği veya hilesi olan varsa bizi de aydınlatsın.