hasan hüseyin korkmazgil

entry110 galeri6
    32.
  1. SEViŞiR GiBi

    ben ne atın
    ne avradın
    ne de silah meretinin karşısındayım
    bir taze çığlık gibi karıştığım şu insan denizinde ben
    balıklar oynaşır gibi güneşli kıyılarda
    ve çocuklar yaşar gibi oyun dünyalarını
    sevdiğimin yüzü gibi açık ve temiz
    dost elince sıcak ve güvenilir
    bir düzenin sevdalısıyım

    yaşamak
    derin ve hızlı
    yaşamak
    yiğit ve renkli
    yaşamak
    ağlar gibi ilk aşka
    yaşamak diyorum ey savaşanlar
    toprakta güler gibi
    ve savrulur gibi sabah sabah güneşe kuşlar
    dökülüşür gibi orman göllerine yıldızlar

    ve çok tatlı bir sofradan kalkılır gibi
    ve güzel bir kitabı kapatır gibi
    koklar gibi kundakta bebek geçmişimizi
    hızlı bir tirende öpüşür gibi
    öper gibi ayrılığı alnından
    gözlerine bakar gibi kalleşin
    vurur gibi yumruğu başına kahpeliğin
    ve masmavi bir bahar sabahında
    çok güzel radyolara
    çok güzel haberlere
    çok güzel muştulara
    uyanır gibi

    yaşamak diyorum
    ey güzel ellerini bulanık sularda dolaştıranlar
    mutluluk arayanlar onursuz karanlıklarda
    yaşamak diyorum
    yaşamak
    sevişir gibi!
    6 ...
  2. 31.
  3. ...
    yakınımda
    uzağımda
    çok uzağımda
    daldan yaprak düşer gibi düşüyor insanlarım
    baka baka gözlerimin içine

    ölüm ucuz olmamalı bu çağda
    sayrılıksa yenilmeli
    açlıksa kovulmalı dünyadan
    savaşsa durdurulmalı
    neyimiz var kardeşler şu kısa konuklukta
    sevmekten ağlamaktan gülmekten başka
    4 ...
  4. 30.
  5. paraların üstüne oturmak kolay
    paraların üstünde resim olmak güç

    biri geçmiş savaşlardan
    ateş çemberlerinden
    çırpınmış uygarlık çağdaşlık diye
    simge olmuş halkına
    ülkesine
    biri yatmış büyümüş
    kurulmuş bankaların yönetim kurullarına

    bakın
    hemen tanıdınız
    oyunda yerinizi
    buyurun sermayenin sofrasına

    hasan hüseyin korkmazgil

    düzenleme/not: eksi veren kardeşimize kocaman bir alkış!
    10 ...
  6. 29.
  7. uyan şopen
    beythofun kalk
    kımıldan mozart
    uyanın
    kımıldanın
    kalkın ustalar
    yapışın yakalarına soysuzların
    tükürün suratlarına madrabazların
    elletmeyin sanatı
    yağmacılara

    insanlık
    bağımsızlık
    bilim ve sanat
    düşmanlarının
    ölüm törenlerinde kullanıyorlar
    kutsal bildiğimiz yaşamın müziğini

    barışa kardeşliğe
    yer yokken sözlüklerinde
    kurtuluşa özgürlüğe yer yokken
    kapıların ardında
    zincirlerin ardında
    zindan karanlıklarında çırpınırken
    çığlık çıülığa insan güzelliği
    yarınlarımız bunca kuşkulu
    ve şafaklar yaralıyken
    asya'lı afrika'lı amerika'lı
    acımadan vururlarken barışa koşanları
    çağın yağmacıları
    çağın soyguncuları
    yüzleri kızarmadan kullanıyorlar
    kardeşlik diye çınlayan ezgilerinizi

    şopen
    beythofun
    mozart
    ey onurlu ustaları yaşlı dünyamızın

    yağmacıya talancıya
    yer yok sanatta
    insanlık düşmanlarına yer yok
    diye yorumluyorum seslerinizi
    öfkem öfkemi yiyor
    derken
    gülümsüyorum adlarınız geçtikçe
    inancımla doğruluyorum
    haklı oluşumun gücünü taşıyor
    gülümseyişim

    ak bir güvercin havalanıyor
    ak bir güvercin - önüm sıra
    kanatlanmak istiyorum - adlarınızla

    hasan hüseyin korkmazgil
    12 ...
  8. 28.
  9. sen

    dağ yürümez bre oğlum
    yürüyecek yine sensin
    durmasana

    of demekle acı bitmez
    yağmur yağmaz yakarmakla
    bu sömürü bu karanlık
    dur demekle durmaz oğlum
    durduracak yine sensin
    başlasana

    demiri sen
    pençe pençe
    kömürü sen
    tırnak tırnak
    buğday pamuk pirinç tütün
    açlık tutmuş bir kolundan
    bir kolundan kimsesizlik
    son verecek yine sensin bu kördövüşe
    davransana
    4 ...
  10. 27.
  11. 26.
  12. (bkz: haziranda ölmek zor) şiirini nazım için yazmıştır. acı bir tesadüftür ki kendisi de bir haziran ayında vefaat etmiştir.

    incecik bir gül dalıydı
    dokunsam kırılacaktı
    dokunmadım, kurudu..

    bu şahane dizelerde kendisine aittir.
    2 ...
  13. 25.
  14. dümdüz şiirlerin dizelerine sevgiyi en güzel sığdıran şairdir kimilerine göre.

    #4786827
    3 ...
  15. 24.
  16. çok uzaktan gelen bir mektuptan,ağır ve sancılı dizeler dökülüyordu,ağustos şiiri olmasına aldırmadı buz keserken her yanımı.işte o dizelerle tanıdığım yazardır,sızlatır...

    Yüreğim sızlıyor bu roman iyi bitmeyecek
    Beterin beteri var diyenlere inanmıyorum
    Hep böyle havalar besler fırtınaları
    Korkarım bu mavi ışık çabuk sönecek
    Duymazdım durgun suların bezgin türkülerini
    Alışmak ölümün bir başka adıymış bilmezdim
    Bir yangın sonu yorgunluğu yakıyor avuçlarımı
    Bir rüzgar kulaklarımdan hiç eksilmiyor
    Esirgenmiş bir dünyada müthiş yalnızım
    Geri dönsen bile ben artık o ben olmayacağım
    Yüreğim sızlıyor bu roman iyi bitmeyecek
    7 ...
  17. 23.
  18. "Artık çocuk değiliz, susarak da bir şeyler diyebiliriz"
    hasan hüseyin korkmazgil
    12 ...
  19. 22.
  20. "...O, bir bütündür; Ozanın hangi yapıtını açarsak açalım, hepsi net, kalın ve keskin çizgilerde kararlı bir devrimcinin, bir savaşımcının, bir dil ve anlatım ustasının; insancı, barışçı, dost duyarlıkta, derin duygulu bir yürekten çın çın yükselmekte olan namuslu sesleniş ve uyarılarını yansıtır.

    Bu seslenişte, asla bezginlik yoktur, bunalmışlık yoktur; herhangi bir inancın yitirilişi ve davaya boşvermişlik yoktur. Umut, bir noktada öfkeye yenilirse, öte yandan çıkar günışığına. Ozan kendini, yaşamın orta yerinde bir görev yüklenmiş olarak bulmuştur; bundan caymak, buna sırt çevirmek, ölümle yenilgiyle yokoluşla eşanlamlıdır. O buna, ürettiği hiçbir yapıtta geçit vermez. Gözünün değdiği her alanda eleştirmen, düzeltmen ve eğiticidir. Şu yandan bakınca karanlık gördüğünü evirir çevirir, ışıklara yöneltir ve okuruna öyle sunar. Hem halkçocuğudur, hem de halkçıdır. Günün 24 saati ona yetmez; bir çığır, bir ipucu bir yolak bulmuştur, atlar zıplar gerilir atılır engeli aşar, gözünü diktiği ışığa kavuşturur bilinci. Yenik düşse, kanter içinde kalsa, kolu kanadı kırılsa da vazgeçmez: Onun için vargı bellidir, silkelenir, işini sürdürür. Felsefesi bu; mutluluk yorulmamakta, üretmekte, güzel bir şey yapmakta, yaptığını savunmaktadır. insancıdır; hem birey önemlidir onun şiirinde, hem toplum; ikisinde de gerçekçi, fakat kıyasıya eleştiricidir. Israr, en büyük özelliği; ozan ve yazar, halkın gözü ve kulağı olmalı, umut ve dayanıklılık aşılamalıdır. Züppelikten, çıtkırıldımlıktan ve gevezelikten tiksinir; onun gözünde aydın, aydın olmanın ciddiyetini ve sorumluluğunu taşımalıdır; değerleri, estetik beğençten süzmelidir, seçtiğine sahip çıkmalıdır. Kötümserlik, karamsarlık aşılamaya hakkı yoktur aydının!.."

    eşi Azime Korkmazgil'le yapılan bir söyleşiden.
    3 ...
  21. 21.
  22. kitaplarından anladığım kadarıyla Türkçe'nin yazıldığı gibi okunan bir dil olması konusunda oldukça hassas bir kişilik. örnek verecek olursak: tiren, nev york... hazır entiri giriyorken bir de dörtlük yazayım "oğlak" kitabından:

    insandır suda akan, yaprakta yeşil, gülde kırmızı
    zorlu bir dal gibi eğleniriz de fırtınalarda
    ince bir sızı birden, bastırır kırar kollarımızı
    ve bir akşam kuşlar gibi elimizden uçup giden mutluluk
    bir sabah ebemkuşaklarının altından dörtnala gelir
    yaşayalım çocuklar
    herşey bizimdir

    ...
    7 ...
  23. 20.
  24. 19.
  25. ...

    gülmeli içim dışım dostlarım

    ışımalı içim dışım ormanca

    bitmeli kahpelikler puştluklar

    güneş vurmuş dağlar gibi şakımalıyım

    aydınlık sular gibi gülmeli çakıllarım

    taşlarım çiçekli badem gibi çıkmalıyım sabaha



    ah yaaa!
    3 ...
  26. 18.
  27. şu lanet baş ağrısı

    Yine başladı başım

    Yine dünyam kapkaranlık

    ne aspirin ne novaljin

    ne şurup eczanelik ağrı değil

    bu benimkisi

    değil dostlar





    beyin değil

    işte elektrosu

    işte yürek

    saatli bomba sanki mübarek!

    ağrısız baş

    taş altında» diyorlar anlıyorum domuzuna

    anlıyorum it gibi

    ama işte dindirmiyor ağrımı algılamak bu gerçeği



    yıllar var ki şu ülkede şöyle sıcak

    şöyle mutlu şöyle yürek soğutan

    tek bir haber değmedi kulağıma

    tek bir olay yaşamadım hep kan gölü



    hep gözyaşı hep kargış sanki

    yunus yaşamamış bu topraklarda

    hacıbektaş diye biri geçmemiş buralardan



    toprakları sürecektik kardeşçe

    ekip biçip harmanlayıp

    kardeşçe denizler ki yok bir eşi dünyada

    göller ki ırmaklar ki çaylar ki

    madenleri sökecektik kardeşçe

    yeşillere saracaktık kırları kıraçları okullarlı

    yuvalarlı parklarlı

    geniş güzel caddelerli kentler kardeşçe





    yine başladı başım

    yine dünyam kapkaranlık

    hep de böyle güzel düşler kurarken



    hep de kulak kabartırken tv'de haberlere

    bakarken başlıklarına gazetelerin

    tam da eğilirken yüzüne sevgilimin



    öperken alnından bir güzel başarıyı

    belki yalan belki doğru ama insanca



    bir öykü anlatırken dostlara

    bir kadeh birşeycikler bir kuytu köşecikte

    iki fiskos ederken

    yem atarken balkonda serçelere

    sardunyaya kızarken niçin açmadın? diye ..



    filistin'i düşünürken otobüs durağında

    dalmışken kavak dallarının sabah ışıltısına yıldızları

    gagarin'ce görüp gözlerken sıvazlarken enflasyonu etsiz soframda



    düşte deve görmeyi yorumlarken yatakta

    sesine kapılmışken telefonda birinin

    gülümserken suratına asalak devrimcinin

    şiirini deşelerken çöplüksel bir olayın

    kaçırılmış fırsatlara ağlarken türkülerde

    ve sessizce ölüşünü bir koca kelebeğin

    saksıda sarmaşığın güneşe gülüşünü

    çokboyutlu izlerken ortasında alnımın

    birdenbire bir ağrı



    neye vursam ?

    hangi taşa bu başı

    kime sövsem

    hangi puşta!

    hangi soysuza!

    onursuzluk batağının yarınsız yaratıkları

    bu insan kılıklılar gözdeki pırıltının

    alındaki ışığın

    sevginin saygının

    güzelin düşmanları



    bu inatçı başağrısı böyle bu değil

    dostlar değil dostlar

    başımın suçu değil

    nezaman ağrısa erciyes karlı başım

    bakıyorum ağrıyor

    erciyes'e dönmüş başı



    şu güzelim ülkenin



    değil dostlar

    bu değil güzel günler görünürde yok

    daha bunak düzen kan istiyor

    su değil

    suçlu sen ben suçlu şu bu

    o değil



    Suçu vurmak gerekiyor suçluyu değil

    Hasan Hüseyin Korkmazgil
    11 ...
  28. 17.
  29. 16.
  30. 15.
  31. dostum dostum gibi bir ahmet kaya saheserinin sözlerine imza atmis üstad.
    2 ...
  32. 14.
  33. şiirlerinden oluşan "acıyı bal eyledik" oyununu zeytindalı oyuncularının sahnelediği ustadır.
    3 ...
  34. 13.
  35. "nasıl vardı elleriniz
    nasıl kanattınız o domur domur mayıs göğünü
    nerelere gizlediniz dal uçlarını
    mevsimleri n ettiniz
    yeşili kırmızıyı zambak morunu
    yavru kuşun sabah sıcaklığını
    nerelere kitlediniz akşam yelini
    karanlıklar
    karanlıklar
    ey karanlıklar
    nasıl oturdunuz bu ellerle sofraya
    ekmeği nasıl böldünüz..."*
    7 ...
  36. 13.
  37. Aramakmış oysa sevmek
    Özlemekmiş oysa sevmek
    Bulup Bulup yitirmekmiş
    Düşsel bir oyuncağı.

    Türk şiirini halk şiirinin özgün sesiyle buluşturdu. Hakkı olan şeylere ulaşamasa da önemli şairdi.
    6 ...
  38. 12.
  39. tek kelimeyle muhteşemdir.ne diyebilirim ki?
    (bkz: acılara tutunmak)
    3 ...
  40. 11.
  41. 10.
  42. çok kaliteli bir fotoğrafçı. hatta türkiye'nin en iyi moda fotoğrafçısı denebilir onun için. farklı bir fotoğrafçıyla aynı model ve aynı şartlarla yaptığı fotoğraf çekimlerinde, kendisinin fotoğraflarının bambaşka olduğu gözükür. bunun altında el becerisinden çok modelleriyle kurduğu muhteşem iletişim yatar.
    1 ...
  43. 9.
© 2025 uludağ sözlük