zaman kavramı kesinlikle sezdirilmeyen ve bu özelliğini çok takdir ettiğim seridir.
ayrıca gözünün önünde kaç arkadaşı-tanıdığı ölmüş olsa da, tek kelime küfür etmemiştir. hayır insan patlar bir yerden sonra. bir savunma mekanizmasıdır küfretmek. insanın akli dengesini yitirmesine bir nebze engel olur. kısaca, "yabma bunu! yabma bunu!"
ileri derecede fantastik edebiyat örneğidir. kitapların arasındaki bağlantılar ve detaylar yazarın yeteneğini ortaya koymaktadır. çocuklar içinmiş gibi bir önyargı olsa da 13 yaşüstü kişilerin okuması gerektiği inancındayım.
çocuk hikayesidir. ama kesinlikle fantastik edebiyat örneği değildir. Dragonlance, forgotten realms, darksun ve ravenloft varken harry potter'a fantastik edebiyat demek komiktir zaten. Azalin tavuğa çevirir adamı valla.
19 yıl sonra bölümünün akıbetine bakılırsa çocuklarını bir nevi anıt taşı olarak kullanmış kitap karakteri. ne o lan james, lily, albus-severus, brian, wulfric, percival maşallah maşallah...
dolarlı lens takmasını temenni ettiğim j.k. rowling ablamızın kesesini biraz daha kabartmaya yarayan karakter. kullanılmışlık konusunda küçük emrah'ın en büyük rakibi oldu benim gözümde. tadında bırakamadılar çocuğu. allah bildiği gibi yapsın sizi (scholastic ve rowling ikilisini yani)
son gelişmelerle yazarının da inandığı bir dünya ve evrene sahip olduğu ortaya iyice dökülen kapital midir çocuk romanı mı belli olmayan eser; başucu eseri.
çoğumuz kendimizi es kaza özleştirdiği bu kahramanın 10 yaşından alıp da bizi beraberinde imkansız şeylerin mümkün olduğu bir dünyayı da kapsayan bir evrene götürüşü çok değil şunun şurasında 10 yıl olmuş.
bu 10 yıla da 5 tane film yerleştirilmiş ki siz düşünün arada geçen olayları, ayrıntıları; ev cini winky'nin nedense ortalarda görünmeyişine kadar kendi kabından taşmasını.
harry potter'ın röportajlarını çok takip etmem ama o ilk öpüşme sahnesi yazılırken nasıl duygular içerisindeydi rowling merak eder dururum. ya da ateş kadehindeki büyük baloyu okurken veya izlerken kaç tanemiz kendi mezuniyet gecelerimize döndük durduk; yatılı okumayı deneyimlemiş kaç insan acaba ron'un arslan kükremesini yaptığı anda kendince daha da bi gülmedi? kendi kendime sorarım. 6 yaşında ilk defa hayvanat bahçesinde bir camın ardında gördüğü güzeller güzeli sürüngene bakakalan gözlüklü çocuğu hayal ederim.
okulun onur öğrencisinin aslında kendi günlüğüne karanlık kelimelerle entiriler giren bir şizo olduğundan tut, kemerli burnunun üstünden baktığı gözlükleriyle belkide dedemiz sanacağımız bir sakallıya, "hizaya geç" diye bağıran müdür yardımcımıza, -bir de o sivri uçlu cadı şapkası ve ilk belirdiğindeki yeşil cübbesiyle- o kadar da benziyordu ki tüm bu 10 yılda yazılan seri.
devamı kesinlikle gelecekti. bu maddi manevi herkesin isteğiydi ve böyle içten istekler yaratıcıların zayıf noktalarıdır denilebilir. rowling kendi kızının bu konuda ısrarcı olduğunu da belirtiyor ilgili haberde.
annelik işte nelere kadir...* revenge of the slytherin edasıyla bitecek yeni bir yedileme olmaz ümidindeyim ama heyecan
dorukta.
potterverse de whendonverse** gibi açılacakmış, dallanıp budaklanacakmış gibi görünüyor muggle dünyasından şimdilik.
serisinin son kitabının geçenlerde raflara çıktığı büyücü abimiz. abimizin kitabına heves ettik, gittik aldık. oku oku oku 100 küsürüncü sayfaya gel, ne göresin!? birden 200 küsürüncü sayfaya atlıyor kitap (bkz: basim hatasi). kitabının sonuna cümleleri okumamak kaydıyla şöyle bir göz gezdireyim dedim, ne göreyim!? bazı sayfalar ters basılmış.