Kitleleri sihir, büyü, kötü ruhlar, dünya içinde başka dünyalar gibi vb. kavramlara alıştırmak için sabırla art arda seri halinde kitlelere enjekte edilen yapımdır...
film çekildiği günden itibaren, filmde rolü olan çocukların nasıl birer genç delikanlı ve hanımefendiye dönüştüklerini gözlemeyebilceğiniz harika bi şaheser. Ayrıca Emma Watson filmdeki adıyla Hermonie'nin hayranlıkla izlediğim film.
bugün doğum günü olan jk rowling'in onun ismini taşıyan kitap serisinin ana karakteri. iyi ki doğdun harry. seni hiç sevmezdim, son kitapta voldemort'la yaptığın o müthiş konuşmaya kadar. doğum günün kutlu olsun cesur çocuk.
çocukluk aşkım, birçok kızın da öyleydi bir zamanlar.
öyle ki posteri asılıydı odamda ve kendimi bir gün büyücülük okuluna falan giderken hayal ediyordum.
direk ailemi de terketmeyi göze almışım yalnız.
bütün seri boyunca hermione mi neyse o kızın adı onunla sevgili olacaklar diye korkuyordum falan.
çocukluk işte...
bir gün annem terlik fırlatırken expeliyarmus dediğimi bile hatırlarım.
insanin buyuculuk okuluna gidesinin geldigi, okurken, pazar sabahlari erkenden uyanip bir tas puding esliginde trt deki cocuk klasikleri izlemenin verdigi heyecani animsatan bir heyecanla bi cirpida okunup biten pek sevimli kitaplar dizisi..
her şeyden önce, şu büyü temalı filmlerde bir şeyi anlamam. bazı büyü yapılabilecek yerlerde, sırf trajik durumu bozmamak adına büyüye başvurulmuyor. buda bendeki inandırıcılığı bitiriyor doğrusu.
--spoiler--
mesela: potter ve kankileri, ölüm yadigarlarında, ormanda uyumadan önce koruma büyüsü yapıyorlar; ancak dumbledor ölmeden önce bu büyüyü kendine yapmıyor.
yada "alabra kadabra" büyüsü öldürme büyüsü olarak kullanılıyor. buna rağmen süper yetenekli olduğu söylenen potter, "sersemlet"den başka bir şey bilmiyor. direk öldürsene ne uğraşıyorsun.
ayrıca serideki çocuk ve genç oyuncular içinde, en iyisinin emma watson olduğu açıkça belli oluyor. daniel'in donuk oyunculuğunun yanında, hayransı hayransı izliyorum kendisini efenim.
ingiliz yazar j. K. Rowling' in düşünüp kitabını yazdığı ve sinemaya uyarlanan kitap serisidir. Tüm filmlerde yer alan ana karakterleri; harry potter - daniel radcliffe, hermione granger - emma watson, ron weasley - rupert grint canlandırmıştır.
birkaç filmini izlediğim ama milyonlarca insanın bu filmden ne anlıyor dediğim bir seridir. hayranları sürekli alacakaranlığı karşılaştırır. alacakaranlık ezer.
bana, hayatımdan gelmiş geçmiş bütün arkadaşlarımın kattığından daha fazla şey katan kitap serisi.
kitaptan ötedir, farklı bir dünyadır, öyle ki, üstüne okunan hiçbir kitap, ne kadar edebi yönü yüksek, ne kadar güzel yazılmış olursa olsun, aynı tadı vermez.
ne okurdum kitaplarını. çıkar çıkmaz alırdım. kalındır da bunlar. ama bi o kadar da akıcıdır. özellikle filmlerine on basar. yani kitabı okuduktan sonra filmlerini izlemeyeydim iyiydi.
yakında türk versiyonları çekilecek fenomendir, umutsuz ev kadınları'ndan sonra bunun da olması şaşırtmaz. serinin ilk filminin ismi de; "hayri pıtır ve böbrek taşı" olacaktır.
yedi kitabını da ezbere bildiğim seri. Rastgele bir cümle seçip söyleyin; hangi kitabın hangi bölümünden olduğunu, ardından hangi cümlenin geldiğini söyleyeyim.
her tarafından çakma bişiler çıkan dizin. abartılmazsa mükemmeldir ama iki üç tane ortaokullu kalkıp da lotr'la kıyaslamaya çalışınca. ben isyan ederim aga. ya bi düşünün, lotr koskoca bi dünyanın bi kıtasında geçiyo, hatta haritası bile var, harry potter bi okulda geçiyo. sırlar odası'nın nöbetçisi bile mitolojiden çakma . (bkz: )kerberos
aslında hiçbir şey olmayan büyücü. şöyle ki efenim, voldemort hazretleri önce bunun babasını sonra anasını öldürmüştür. ama annesi, arada sadece sevgi ile yapılabilecek bir koruma sağlar. bir nevi tılsım gibi. ama voldemort hazretleri bunu pek ihtimal dahiline getirmemiştir ne yazık ki. işte bu yüzden avada kedavra laneti geri teper ve zaten parçaladığı ruhunun büyük bir parçası bu küçük velede gider. velet ünlü olur. hem de voldemort'un birçok gücüne de şans sayesinde sahip olur. işte bu yüzden asla bir lord voldemort olamayacaktır.