ne okurdum kitaplarını. çıkar çıkmaz alırdım. kalındır da bunlar. ama bi o kadar da akıcıdır. özellikle filmlerine on basar. yani kitabı okuduktan sonra filmlerini izlemeyeydim iyiydi.
bana, hayatımdan gelmiş geçmiş bütün arkadaşlarımın kattığından daha fazla şey katan kitap serisi.
kitaptan ötedir, farklı bir dünyadır, öyle ki, üstüne okunan hiçbir kitap, ne kadar edebi yönü yüksek, ne kadar güzel yazılmış olursa olsun, aynı tadı vermez.
birkaç filmini izlediğim ama milyonlarca insanın bu filmden ne anlıyor dediğim bir seridir. hayranları sürekli alacakaranlığı karşılaştırır. alacakaranlık ezer.
ingiliz yazar j. K. Rowling' in düşünüp kitabını yazdığı ve sinemaya uyarlanan kitap serisidir. Tüm filmlerde yer alan ana karakterleri; harry potter - daniel radcliffe, hermione granger - emma watson, ron weasley - rupert grint canlandırmıştır.
her şeyden önce, şu büyü temalı filmlerde bir şeyi anlamam. bazı büyü yapılabilecek yerlerde, sırf trajik durumu bozmamak adına büyüye başvurulmuyor. buda bendeki inandırıcılığı bitiriyor doğrusu.
--spoiler--
mesela: potter ve kankileri, ölüm yadigarlarında, ormanda uyumadan önce koruma büyüsü yapıyorlar; ancak dumbledor ölmeden önce bu büyüyü kendine yapmıyor.
yada "alabra kadabra" büyüsü öldürme büyüsü olarak kullanılıyor. buna rağmen süper yetenekli olduğu söylenen potter, "sersemlet"den başka bir şey bilmiyor. direk öldürsene ne uğraşıyorsun.
ayrıca serideki çocuk ve genç oyuncular içinde, en iyisinin emma watson olduğu açıkça belli oluyor. daniel'in donuk oyunculuğunun yanında, hayransı hayransı izliyorum kendisini efenim.
insanin buyuculuk okuluna gidesinin geldigi, okurken, pazar sabahlari erkenden uyanip bir tas puding esliginde trt deki cocuk klasikleri izlemenin verdigi heyecani animsatan bir heyecanla bi cirpida okunup biten pek sevimli kitaplar dizisi..
çocukluk aşkım, birçok kızın da öyleydi bir zamanlar.
öyle ki posteri asılıydı odamda ve kendimi bir gün büyücülük okuluna falan giderken hayal ediyordum.
direk ailemi de terketmeyi göze almışım yalnız.
bütün seri boyunca hermione mi neyse o kızın adı onunla sevgili olacaklar diye korkuyordum falan.
çocukluk işte...
bir gün annem terlik fırlatırken expeliyarmus dediğimi bile hatırlarım.
bugün doğum günü olan jk rowling'in onun ismini taşıyan kitap serisinin ana karakteri. iyi ki doğdun harry. seni hiç sevmezdim, son kitapta voldemort'la yaptığın o müthiş konuşmaya kadar. doğum günün kutlu olsun cesur çocuk.
film çekildiği günden itibaren, filmde rolü olan çocukların nasıl birer genç delikanlı ve hanımefendiye dönüştüklerini gözlemeyebilceğiniz harika bi şaheser. Ayrıca Emma Watson filmdeki adıyla Hermonie'nin hayranlıkla izlediğim film.
Kitleleri sihir, büyü, kötü ruhlar, dünya içinde başka dünyalar gibi vb. kavramlara alıştırmak için sabırla art arda seri halinde kitlelere enjekte edilen yapımdır...
her kitapta hepimizin biraz kendini bulduğu, gece yarılarına kadar okunup bitirilen, bitirince hüznün doruk yaptığı kitap serisidir. ateş kadehi filmler arasında bir karşılaştırma yapılırsa en iyi filmidir. sonuçta "o döndü profesör, voldemort döndü; engelleyemedim." repliği, cedric diggory'nin ölümü ve dahası filmi güzel kılmıştır.
Hayatıma ciddi bir şekilde damga vuran 8 filmlik, 7 kitaplık seri. Annem çok kendimi kaptırıyorum diye okumamı istemezdi pek bende yorganın altında gizli gizli okurdum. 6. kitabından sonra sırrı çözmek için bütün seriyi baştan okumuştum ve iyi de öngürülerim olmuştu aslında. sitenin birine yazmıştım bunları ve ardından mesajım siteden silindi ve kitabın ingilizcesini mi okudun diye bir yorum aldım. ardından güzel arkadaşımız kitabın Türkiye'de çıkmasına henüz 2 ay varken bana internetten çevirisini yolladı ve tüm kitabı bilgisayardan okumuştum. Seri bittikten sonra boşluğa düşmedim desem yalan olur çünkü Rowling savaşlarıyla, barışlarıyla, derslerle, aşklarla öyle etten kemikten bir dünya sunmuştu ki etkisinin geçmesi zaman aldı. filmleri, kitaplarının birkaç sınıf gerisinde kalmıştır. Bunun nedeni de kitaplar öyle iyi kurgulanmış ve o kadar çok olay, detay içine sıkıştırılmıştır ki filmler yönetmen değişikliği olmasına rağmen bile kitaplardaki havayı yansıtamamıştır ve benim için hep hayal kırıklığı olmuştur. Son kitabın 2 film halinde çekilmesi az da olsa tatmin etse de genel düşüncem olumsuzdur. Ayrıca filmlerinde Daniel, Rupert ve Emma'nın çocukluk, blue çağı, ergenlik dönemlerini hep birlikte yaşamış bulunmaktayız.
sıkıldıkça izlediğim, izledikçe daha da sevdiğim j k rowling'in muhteşem eseridir. seri rowling'i paraya boğup, en çok kazanan kadın yazar ünvanını almasını sağlamıştır. öyle ki kitaplar sinemaya aktarılınca daha çok ses getirip daha da büyük başarılar elde edilmiştir.
serinin her kitabının her satırı, filmlerinin ise her saniyesi soluksuz bırakır insanı. merakla devamını bekletir.
hafızaların en güzel kısmında yer etmeyi başarması muhtemeldir.