dos santos gelecekmiş. dos santos ne lan? neymiş galatasarayımızın paracıkları boşa gitmesinmiş, ama ya şampiyon olamazsakmış, vay efendim adam zaten önceden işi yokuşa sürmüşmüş. bin türlü hikaye. ulan yıllardır ilk defa taraftar olarak bir futbolcuyu böylesine benimsemiş, böylesine saygı duymuş, böylesine sevmişiz rasyonel olacağınız tuttu*, duyan da süper disiplinli alman kulübü sanacak galatasarayı. gelmesin o koca götlü meksikalı da lazım değil. alma onu haldun. hali hazırda bir koca götlü* var zaten takımda bir ikincisi fazla gelir. halı saha takımı mı lan bu?
gönderilmesine bir kesimin deli gibi üzüldüğü, bir kesimin üzülerek kabullendiği, bir kesimin sevindiği, bir kesimin sevinerek kabullendiği futbolcudur. galatasaray' da hagi' den sonra en çok sevilen yabancı futbolcudur kamuoyuna bakılırsa da.
şimdi bu adamın gönderilmesi veya gönderilmemesi durumunda olacaklara ve elimizdeki bilgilere bakalım:
dos santos' un gelmesi için bir yabancının gitmesi gerekiyor.
elano? keita? nonda? kewell? leo?
evet hepimiz seviyoruz kewell' ı. evet hepimizin kalbini kazandı ve bu kadar tartışmanın doğmasına sebep oldu. ama bir düşünelim.
+elano gidemez.
+keita gidemez.
+nonda gidebilir. gitmesi durumunda da kulüp maddi zarara uğrayacaktır. ayrıca forvet eksiği de olacaktır. ha bu durumda da aslında vaziyet hiç fena sayılmaz. kewell sakat tamam. arda o sol kanat oynadığı zamanki performansını yakalama şansına sahip. ki elano da solda oynayabilir. lakin arda' yı alıştığı sola koyup elano' yu tam ortaya yerleştirip sağ tarafı da keita' ya bırakmak cuk oturacak bir iş yapmaktır. gelelim forvete. nonda gitsin kewell forvet de oynar diyen arkadaşlar var. çok tartışmaktan kewell' ın sakat olduğunu unuttular sanırım. jo türkiye' de sorun yaratmaz eyvallah. ama avrupa' da ne bok yiyeceğiz? yedek veya genç bir forvetle olay kurtarılmaya çalışılabilir. ama ne kadar iyi bir çözüm olabilir. bu durumda orta sahadaki dengeyi bozarak keita' yı forvet oynatmak en mantıklısı olacaktır. ve bu yüzden aslında o kadar da kötü bir olay değildir. nonda' ya bir düşmanlığım yok fakat bu adam onbir adamı değil. bir maça göre yapmıyorum bu yorumu. yok yani bu adam gol atıp durumu telafi etse de bazı maçlarda, yine de bok gibi. yani avrupa' da bu adama güvenilmesi ne kadar doğru bilemem. mevzubahis baros olsa rijkaard zaten o konuda güvenmişti ve baros tutukluk yapsa da açılmıştı. ama nonda böyle birisi değil. adam tamamen yedek. yedek adamı başka hiçbir şey değil. bu yüzden gönderilmesi -hele ki sakat olan birisi yerine- ne kadar doğru olur tüm bu verilere bakarak ve ona göre güvenerek/zar atarak belirlenmeli.
+kewell gidebilir. her ne kadar sevsek de sakat. ve bir takım maddi zorlamalara sebep olabilir. ha gerçi bu zorlamalar nonda' da da olacak o yüzden pek bir önem arz etmiyor. evet içimiz huzursuz olacak, dos santos deli gibi oynasa da yine de kızacağız ona kewell' ın yerine geldiği için evet, ama o kadar da kötü bir durum değil. yaşlı maşlı ayağını boşverelim zaten. kewell' ın koşmasını falan bekleyen kim ki? kewell' ı seven tekniğiyle, o gülüşüyle, efendiliğiyle seviyor. genç gibi davranmasını değil yani, tecrübesini. elin romario' su en son bıraktığımda kırk bilmem kaç yaşında hala oynuyor gözüküyordu fm/cm kaç senesiyse artık. ve herif hala da oynuyordu cillop gibi. bu yüzden yaş bunda belirleme kıstası değil bunu bir silelim. ayrıca kewell' ı dos santos' la kıyaslamayı da bırakalım. kewell' ın gönderilmesi ile nonda' nın gönderilmesi arasındaki çıkacak pozitif ve negatif sonuçları kıyaslayalım. meseleye 'sezonu kapatacak bir adam yerine dos santos gibi genç birini almak' olarak bakanlar var. ellerini yüzlerini yıkayıp kendilerine gelmelerini tavsiye ediyor sonra yeniden düşünmelerini diliyorum. burada kewell ile dos santos arasında bir kıyaslama gereksiz arkadaşlar bunu bir anlayalım. mesele kewell mı nonda mı meselesi. ve nonda' nın yerine konulabilecek alternatifler düşünülünce kewell' ın yerine konulamayacak o sevgi harbiden ağır basıyor. ve bu ağır basması da mantıksızlık değil bilakis mantıklı davranarak ve olumlu sonuçlar isteyerek sevmek oluyor.
+leo? o işi geç zaten.
velhasıl, bu adamın gönderilip gönderilmemesi hususunda dikkat edilmesi gereken nokta yerine gönderilebilecek bir başkasının düşünülmesidir. ve ikisinin arasındaki farktır. basit olarak bakarsak bir sakat mı yoksa iyi kötü oynayan bir forvet mi sorusuna indirgenebilir durum. lakin öyle değil işte. yerine konabilecek kişiler ve duygular düşünülünce öyle kolay değil.
bence gitmesi o kadar da yanlış bir hareket olmaz. ama yıllardır arayıp bulamadığımız o on numara kalbimizin her köşesinde isminin altında yazan harry, stay with us be amınakoyim. gizli on numaramızken, stay with us uleyn.
sağlık ekibimiz sağolsun, bir sakatlanan bir daha geri gelmiyordu geçen sezon. hatta takımda oynatacak defans oyuncusu kalmamıştı. 12 sakatla başlamıştık ligin ikinci yarısına ve bordeaux maçı vardı önümüzde. çıktı aslanlar gibi tandemde oynadı bu adam. gık demedi.
git boğaz köprüsünden atla dese gider atlarım. ölmezsem çıkar bi daha atlarım.
hadi kewell iyileş bir an önce de gir yine o şut çekerken vücudunun aldığı klas futbolcu şekline. bak seni mezarlığa bile soktular vazgeçilmez olmana rağmen. nankörlüğün, iki yüzlülüğün ne olduğunu gösterdiler sayende bizlere.
harry kewell'ın galatatasaray dan gönderilmesi kesinlikle gönüllerdeki galatasaray sevgisindende birşeyler götürecektir. önemli olan bir futbolcunun gitmesi değildir. bu futbolcu kim olursa olsun. önemli olan ne şekilde gönderildiğidir. harry kewell gibi bir futbolcu bu şekilde harcanmayı haketmez.
gitmesi daha doğrusu gönderilmesi söylentisi bile can sıkandır.
bir hagi geldi şu takıma abi olan, takımı düzenleyen canıyla kanıyla mücadele eden...
kendisine gerekilen değer verildi.
bir de song vardı...
afrika aslanı kıymeti bilinmedi neredeyse kovuldu.
harry kewell öyle olmasın, kovulmasın, gitmesin.
"stay with us harry"
ayrıca kewell' a bir şarkı armağan etmek istiyorum:
(bkz: gitme yoksa)
galatasaray spor kulübü tarihinde, bu formaya, bu armaya en çok yakışan insanlardan biridir.
galatasaray taraftarının başına gelmiş en güzel şeylerden biridir.
galatasaray futbol takımının yaptığı, gelmiş geçmiş en isabetli transferlerinden biridir.
dikkat edilirse hep biridir kalıbını kullandım zira bu kulüpten çok büyük isimler gelip geçmiştir ama aslında kendisi böyle bir liste yapılsa çok rahat ilk 10'a girebilir.
ve yine dikkat edilirse tanımlarımda hiç futbolcu kullanmadım, zira kendisi galatasaray taraftarı için bir futbolcudan çok daha fazla anlam içermektedir. ve şuanda beliren gönderilme ihtimalini düşünmek bile taraftarın tüylerini diken diken etmeye yetmektedir.
hassiktir lan ordan! başlatma şimdi avrupa liginden de, dos santos'undan da, parandan da pulundan da! hiç olmadı koy forvete keita'yı, bütün defansı birbirine çarptırsın amk! dos santos kim lan, sanki eto'o geliyo amk!
ayrıca 2 milyon mu istiyor, sen 4 vereceksin o adamı tutacaksın başkaaan! sakatsa bekleyeceğiz iyileşecek, çaldıracak yine dady cool'unu... iyileşmezse de gelecek aslantepe'deki locasında oturacak, çiğdem yiyecek, iki gülecek, lig tv kameraları sık sık kendisini kesecek, biz de mutlu olacağız başkaaan... mesele para değil, mesele kupa değil, mesele harry kewell başkaaaan!!!
şu takımdan gitmesi en son tartışılacak futbolcudur. isterse 1 sene yatsın ama gitmesin, linderoth 3 sene yattı, canımız kewell 2 ay sakat olsa ne olur, başlarım forvetine, göndereceksen gönder nonda'yı, elbet keita, dos santos, jo götürürler bizi öyle ya da böyle. inanıyorum ki 2-3 sene daha bizlerle olacak büyük insan, büyük futbolcu. son olarak nerden estiyse aklıma şu şarkının sözleri, tam kewell!a göre uyarlanabilir bir hali varmış.
gidersen bugün bu evden.
bu can bu hayat düşer gözümüzden.
biz sana deli divane aşığız. *
galatasaray taraftarının bu rasyonalizm aşkı da nereden çıktı şimdi.
arkadaşım senin geçmişteki ağabeylerin bilmem kaç sene şampiyonluk beklemiş ama sevdasından ve sevdiklerinden vaz geçmemiş.
nasıl hakan şükür hakkındaki bütün tartışmalara rağmen kalbimizin kralıdır.
her zeminde ve mekanda hayatımızda daha kaç tane hagi kaç tane hakan kaç tene kewell görebileceğiz o formanın altında.
fayda ve şampiyonluk adınamı tutuyoruz bağlı olduğumuz klüpleri hangi taraftar kendini ifade etmeyen bir takımın peşinden gider.
dos santos gelecek vaad ediyormuş bu klübün alt yapsındaki oyuncular karpuzmu vaad ediyor ben ribery görmüştüm bana vaadler veren hey gidi hey...
ey galatasaray taraftarı seni şampiyon yapmadığı halde bağırıyorsun harry kewel ismini birde şampiyon olmanda avrupada adını duyurmanda yaptığı yapacağı katkıyla nerelere koyacağız onu.merak ediyorum kewell bordeux maçında o uzaktan attığı şutu göle çevirirken kaç galatasaraylının aklından haginin atığı goller geçmedi.
sevgi hakedene verilir.kimsenin hakkını yemenin alemi yoktur.değil 2 ay 15 sene klübede otursa ben kewell gitsin istemem çok inancımızı kazanmış olan yönetimede tavır alırım bir taraftar olarak.
keweel gitmesin.çok seviyoruz lan onu.aşığız ne olacak.
aşık olunacak futbolcu bulamayan taraftar grupları yansın kendi derdine.
ben harry kewell olsam, bu saatten sonra kendim çeker giderim artık.
yok yani, madem bu kadar seviliyorum takımda, övgüleri de hak ediyor, linderoth bile 2,5 yıl yattıktan sonra, gitmesi bu sene gündeme geliyor ve buna rağmen takımdan gönderilmek gibi bir tartışma içine sürükleniyorsam, benim, o takımda işim yoktur. allah galatasaray yönetimine "selamet versin", taraftarlar için de "sizin canınız sağolsun be" deyip gitmek vardır.
not: linderoth'u da severim ve oynayamadığı günlerde arkadaşlarım "neden gönderilmiyor bu futbolcu yahu?" dediklerinde, saçmalamayın lan diye karşı çıkmışlığım bile olmuştur çokça.
umarım demek istediğim anlaşılmıştır. o yüzden bu entry'mi beğenmeseniz bile eksilemeyin...
nedense taraflı tarafsız bütün takım taraftarları tarafından -hepsi diyemeyiz tabii- sevilen, saygı duyulan futbolcu. muhtemelen özverili davranışları, saygılı olması, itiraz eden abudik tiplerden olmaması bunun asıl sebebi.
gitmesi yanlış olur fakat yönetime ben sezon sonunda gideceğim dediyse gitmemesi yanlış olur.
yabancı transfer kontenjanını açabilmek için ismi gönderilecekler arasına karışan, galatasarayın en sevilen, karizmatik oyuncusu.Gönderme konusu yönetimin bileceği bir iştir. Tamam Kewell'ı çok seviyoruz ancak, herhangi bir gönderilme durumunda hertürlü sonuca katlanmalıyız, elbette bir futbolcu ömür boyu bir takımda duramaz birgün mutlaka ayrılacaktır. Bu olay kaos ortamına dönüştürülüp rakip takımların ekmeğine yağ sürülmemesi gerekir. Ancak gönül tabiki ister Kewell'ın kalmasını.
hagi ve mondi'den sonra galatasaray taraftarının gönlünde taht kuranlardandır. mondragonu da yaşı geçti diye yollayanlar şimdi her yıl yeni bir kaleci getiriyor, keşke onu da tutsaydık bu takımda arda kaptanlığı mondi'den devralsaydı. böyle galatasaray taraftarıyla özdeşleşmiş yabancı futbolcular kırk yılda bir geliyor ve en sonunda da kovulurcasına harcanıyor. yazık yazık... elinde forvet diye penaltı bile atmasını beceremeyen 33 yaşındaki nonda'yı tutan yönetim, defansta bile çekinmeden oynayan bir yıldızı harcamayı tercih ediyor.