ingiltere'deki son yılları hayli kötü geçse de türkiye'de yeniden doğmuş, tsl standartlarının üzerindeki oyuncu. bir türk ligi karması yapsam her türlü 11'e alırım.
sanıyorum ki dünya kupasına kadar sözleşme imzalamayacak topçudur, olası bir harika dünya kupası performansında yeniden ingiltere yolları görünebilir kendisine. kabul edelim ki büyük takımlar ne kadar harika takım kurarlarsa kursunlar, bu lig heyecan vermiyor. tuncay'ın boro'ya, marco'nun betis'e gitmesinde de etken budur bana kalırsa.
attığı her gölü, yaptığı her hareketi, söylediği her sözü kendisine yakıştıran, galatasaray a yakışan, karizmasıyla da bazen haddini aşan futbolcu. bir de şu sözleri çınladı kulağımda akabinde '' i'm kewell, kewell from galatasaray''.
bunca yıldır futbol izleyen, galatasaray'ın hiçbir maçını sektirmeyen biri olarak kalbimde farklı bir yere sahip futbolcu.
şimdi düşündüğünüzde ne isimler geldi geçti galatasaray'dan, efsane 2000 kadrosu var bilmem nesi var. yerlisi yabancısı onca efsane adam oynadı bu kulüpte, öyle ki diğer büyük takımlarla karşılaştırmaya bile gerek duyulmayan kadrolar kuruldu, başarılar kazanıldı. hakan şükür, hagi, taffarel, bülent korkmaz gibi adı duyulduğunda galatasaraylıların içini titreten isimler geldi geçti. ama her nedense hiçbir futbolcuyu harry kewell kadar sevemedim.
bildiğin seviyorum lan adamı, kardeşim gibi, en yakın dostum gibi, çocuğum gibi, arayıp halini hatrını sorasım geliyor bazen. maçta ayağına her top gelişinde daha bir dikkatli izliyorum, dünya üzerinde ayağına topun en fazla yakıştığı adam budur herhalde. sevimli hallerini salak bir gülümseme ile izliyorum... birisi bu adama sert dalınca "hoop lan" diye ayaklanıyorum, elimde sopa olsa gider döverim herhalde. hani mahallede küçük kardeşini döverler de sen de gider o elemanın ağzını dizine indirirsin ya, o hesap. yerde kalınca korkuyorum, kötü birşey olmuş mudur diye... gol atınca yıkıyorum ortalığı, maçtan sonra gidip "iyi vurdun helal sana" diyesim geliyor.
artık öyle ki, sevmeyeni olmadığını düşündüğüm adam. kendi takım taraftarlarının rakip takım taraftarlarının tarafsız futbolseverlerin, tarafsız futbolsevmezlerin hatta taraflı tarafsız her türlü futboldan nefret edenlerin bile çok sevdiği oz büyücüsü. ne yaptın sen bizlere bilmem ki? sanırsam lakabını hayata geçirip bizlere büyü yaptın herkeslere kendini sevdirmek için.
galatasaray ın gelmiş geçmiş en iyi yabancı futbolcularından.
bir de golden sonra asisti yapan halkan balta yı yanına çağırması yok muydu?
ölürüm ölürüm...
tribünlerden bu tezahüratı duyduğum zaman tüylerim diken diken oluyor.hep hagi'den sonra bir 10 numara aradık durduk.meğerse ilacımız 19 numaraymış.
alışmışız takımda ki yıldız diye adledilen oyuncuların, oyundan çıkarken el kol hareketi yapmalarına.ama kalitesi bu ligin çok üstünde olan aslan parçası oyuna 90.dakikada girmesini bile hiçbir zaman sorun etmemiş, her zaman hocasına,takımına ve taraftarına bağlı kalmıştır.
yeri geldi defansta kendinden beklenen performansın çok çok üzerinde mücadele etti.ne görev verildiyse eksiksiz yerine getirdi.kısacası tapıyorum olum sana.
oncelikle sunu soyleyeyim; bu adama balon aydin'in giydigi 7 no. verilmeli; ki liverpool gibi 7 numaranin cok onemli oldugu bir kulupte bile harry bu formanin sahibi idi. neyse gelelim diger gorusume bu sene ilk 11 harry icin zor bu kadro yapisinda, kondusyonu yeterli degil ne yazik ki ha ote yandan kewell'in kusen bir oyuncu olmamasi takima buyuk bir avantaj sagliyor. oynasin ve ya oynamasin galatasaray ilk 18'i icin son derece gerekli adamdir kendisi; tafo gibi pozitif enerji kaynagidir bu adam.
edit: chaotic good'un mesaji geldi, harry kendisi istemis 19 numarayi, wikipedia'da da buna deginmisler yine de 7 ekolunu seven biri olarak; 7 giymesini isterim .